20. Hukuk Dairesi 2016/97 E. , 2017/5799 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 11.11.2008 tarihli dava dilekçesinde özetle;... ili ... ilçesi ... köyü ... mevkiinde kayıtlı bulunan 1638 parsal sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, Anayasanın 43. maddesi, gerekse yasal hükümler 3621 sayılı Kıyı Kanunu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu ve Türk Medeni Kanuna göre kıyıların Devletin hüküm ve tasarufu altında bulunduklarını, kamunun kullanımına açık yerlerden olup, özel mülkiyete konu olamayacağını,taşınmazın bulunduğu bölgede 3621 sayılı Kanun hükümlerince kıyı kenar çizgisi tespit işlemlerinin tamamlandığını ve kesinleştiğini, davalının parselinin ise kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından davalı adına kayıtlı bulunan tapunun iptali ile tesçil dışı bırakılmasına, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretini davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekilinin cevap layihası ve karşı dava dilekçesinde özetle, davacı tarafın açtığı tapu iptal ve tesçil davasının reddine, açılan davanın aleyhine sonuçlanması halinde ise açtığı karşı davanın kabulü ile 25.000,00.-TL tazminatın davacı-karşı davalı ...den geçikme faizi ile birlikte tahsiline ve yargılama giderlerinin davacı-karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacı ...nin davasının hakdüşürücü süre nedeni ile reddine, taşınmazın tapu iptaline ilişkin talep reddedildiğinden karşı davacının tazminat hakkı doğmadığından karşı davanın da reddine karar verilmiş, hükmün davacı-karşı davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 29/02/2012 tarih, 2011/14329 E.- 2012/2077 K. sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "..işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan bu Yasa, Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve 23.7.2011 tarihinde de Resmi Gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153.maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. Bu durumda, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez. Zira, kamu düzeni gibi Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararı da usuli kazanılmış hakkın istisnaları arasında yer alır.
Öte yandan, davacı ... çekişme konusu parselin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından bahisle eldeki davayı açtığı, davada ileri sürülen iddianın ve savunmanın içeriğine göre; yanlar arasındaki uyuşmazlığın "kıyı kenar çizgisinin" saptanmasından kaynaklandığı açıktır. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı karşısında mahkemece 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılması zorunlu hale gelmiştir.
Hal böyle olunca; işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır" gereğine değilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılam sonucu; davanın kabulüne, Birlik köyü 1638 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalaması nedeni ile tapu kaydının iptaine karar verilmiş, hükmün davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 17/04/2014 tarih, 2013/7973 E.- 2014/7407 K. sayılı ilamı ile onanmış, davalı karşı davacı tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulması üzerine aynı dairenin 17.11.2014 tarih, 2014/15609 E.-20950 K. sayılı ilamı ile; davacının tapu iptali ve tescile yönelik karar düzeltme itirazlarının reddine, ancak davalı karşı davacının tazminat davası derdest olmasına rağmen bu talebi ile ilgili bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu; dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmına karşılık davacı tarafın talep ettiği 25.000,00.-TL tazminatın karşı dava tarihi olan 03/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalı ...den tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından düzelterek onanması talebi ile temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine
21/06/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.