3. Hukuk Dairesi 2018/3007 E. , 2018/10979 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; murisin yapmış olduğu vasiyetname ile diğer mirasçılara fazla mal vasiyet ettiğini beyan ederek vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının bu talebi sadece vasiyetnamenin iptali olarak kabul edilip, iptal sebeplerinin mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan hüküm Dairemizin 2013/15145 Esas - 2013 /17608 Karar sayılı ve 10/12/2013 tarihli kararı ile; " ... Davada, asıl olarak vasiyetnamenin iptali istenilmekle birlikte, davacı dilekçesinde ve aşamalarda sürekli, diğer mirasçılara fazla mal bırakıldığı iddiasında bulunmaktadır. Davacının bu ifadelerinden, aynı zamanda tenkis talebinde de bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, dava, sadece vasiyetnamenin iptali olarak nitelendirilmiş, tenkise ilişkin bir inceleme ve araştırma yapılmamış, bu hususta bir değerlendirmede de bulunulmamıştır.
TMK.nun 560/1.maddesine göre; “Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.” Aynı Kanunun 561/1 maddesine göre ise; “Saklı pay sahibi mirasçılara, ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların, onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur” hükmüne amirdir.
Tenkisin gerekip gerekmeyeceği, gerekiyorsa ne oranda ve ne miktarda gerekeceği önceden bilinemez.
Öyle ise mahkemece, öncelikle tereke mal varlığı tespit edilerek uzman bilirkişi heyetinden tenkisle ilgili ayrıntılı bir hesap yaptırılmalı; davacıya belirlenen değer üzerinden noksan harcı yatırmaları için süre verilerek, harç tamamlattırılmalı; bundan sonra, tenkis hükümleri doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, sonucu dairesinde tenkis talebi ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir... " gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş, yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkemece, davacı bilirkişi raporlarında belirtilen eksik harcı müddeabih değerine göre ödemediğinden 19/10/2017 tarihinde dosyanın işlemden kaldırıldığı, 3 aylık sürenin HMK 150. Maddesince 19/01/2018 tarihinde dolduğu gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş , hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir .
Somut olayda, ödemesi gereken eksik harcın miktarı davacı yana net olarak bildirilmediğinden Harçlar Yasası 30. ve 32. maddelerine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır.
Ancak; dosyanın incelenmesinden, davacının murisin kardeşi olduğu anlaşılmıştır.
5650 sayılı Türk Medeni Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1. maddesi ile kardeşlerin saklı payları ortadan kaldırılmıştır.Bu değişiklik ise, 10.05.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
4722 sayılı Yürürlük Kanununun 17.maddesine göre de; "mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihindeki hükümlere göre belirlenir."
Somut olayda murisin ölüm tarihi 03/02/2011 olup, ölüm tarihi itibariyle davacı kardeşin saklı payının bulunmadığı tartışmasızdır.Anılan, tenkis incelemesi yapılması yönündeki bozma kararına uyulmuş olması, yasal olarak saklı payı bulunmayan davacı yararına kazanılmış hak oluşturmaz.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle uyulan bozma kararının yanılgıya dayalı olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.