Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/113 Esas 2016/2098 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/113
Karar No: 2016/2098
Karar Tarihi: 23.02.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/113 Esas 2016/2098 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/113 E.  ,  2016/2098 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.10.2008 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Dava, borçlu ortağın alacaklısı tarafından yapılan icra takibi sonucu alınan yetki belgesine dayanılarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuş; diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 08.12.2010 tarihli 2010/12522 Esas, 2010/13498 Karar sayılı ilamı ile "... Somut olayda, borçlu ortak ..."nun davaya konu taşınmazdaki miras payını diğer mirasçı ..."na temlik ettiğinden bahisle açılan davada ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/522 Esas, 2010/136 Karar sayılı ilamı ile davaya konu 6348 parsel sayılı taşınmazda davalı ..."na ait miras payının iptali ile ..."na ait miras payına ilave edilmek suretiyle tesciline karar verilmiş, ancak karar henüz kesinleşmemiştir. Mahkeme hükmünün kesinleşmesi halinde, davaya konu taşınmazda borçlu ortağa ait miras payı kalmayacağından mahkemece, ilgili mahkeme kararının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/270 Esas, 2011/966 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesi"nin 2012/3331 Esas, 2013/2823 Karar sayılı ilamı dikkate alınarak davacıya alacağını ve fer"ilerini tahsil için dava konusu taşınmaz bakımından davalı borçluya düşecek hissesinin, alacak ve fer"ileri ile sınırlı olarak haciz ve satış imkanı verildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/270 Esas, 2011/966 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi"nce "Davacının amacı açtığı dava sonucunda alacağınının tahsili olanağına kavuşmaktır. Her ne kadar muvazaalı işlemin iptali ile birlikte tapu iptali de istenmiş ise de, çoğun içinde azın da olduğu ilkesi uyarınca muvazaalı işlemin açılan dava yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan İİK"nın 283. madde düzenlemesi yol gösterici niteliktedir. Mahkemece, İİK"nın 283. madde hükmü gereği muvazaalı işlemin iptaline gerek kalmaksızın davacının, dava konusu taşınmazın haczi ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm oluşturması gerekir. Karar, bu yönü itibariyle yerinde görülmemiştir." gerekçesiyle "miras payının devri sözleşmesinin muvazaalı olduğunun tespitiyle davacı alacaklının alacağını ve fer"ilerini tahsil için dava konusu taşınmaz hissesinin alacak ve fer"ileri ile sınırlı olarak haciz ve satış imkanı verilmesine" şeklinde sözcük dizesinin yazılarak düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    Bu durumda, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi"nin anılan düzelterek onama kararı da dikkate alınarak davacının alacağına kavuşmasını sağlamak bakımından, davanın kabulüne ve ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.