MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargılama aşamasında katılanın posta yoluyla şikayetten vazgeçme dilekçesi gönderdiği, 08/01/2013 tarihli talimatla alınan beyanında ise şikayetçi olduğunu ve katılmak istediğini belirttiği ancak şikayetten vazgeçmeden dönmenin hukuki sonuç doğurmayacağı, katılanın dinlenerek sanık hakkında şikayetinden vazgeçip vazgeçmediği belirlenerek vazgeçme halinde vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususunda sanığın beyanı saptanarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinde, temel cezanın kasten yaralama ve hakaret suçlarında yazı ile altı ay belirtilmesine karşın parantez içinde (4) ve (3) rakamlarının yazılması suretiyle hükümlerde çelişkiye neden olunması,
TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nın temyiz nedenleri yerinde görülmekle tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken aleyhe temyiz olmadığından, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.