
Esas No: 2015/16060
Karar No: 2017/5786
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/16060 Esas 2017/5786 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli ..., ..., ... köyü 165 parsel sayılı 2000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile davalılar adına tapuda kayıtlı olup, davacı ..., 24/07/2013 tarihli dilekçesiyle çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı ve eylemli orman olduğu iddiasıyla, tapu kaydının iptali, orman niteliği ile ... adına tapuya tescili, el atmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle ... adına tesciline, taşınmaz üzerindeki şerhlerin silinmesine, müdahalenin men"i talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan yer ve eylemli orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 13/12/1945 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 23/12/1982 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ve 17/01/1994 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman tahdit hattı içinde kalmakla beraber fiilen orman niteliğinde olduğu belirlenerek, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, el atmanın önlenmesine ilişkin davanın reddedildiği ve davalı ..., yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde, lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, hükmün 7. bendinde yazan "davacı ve davalı ... kendisini vekille temsil etmişse de vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinde yazan “..ve davalı ...” kelimesinin bu bentten çıkarılmasına, hükme 8. bent olarak “Kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1500.- TL vekâlet ücreti takdir edilerek, davacıdan alınarak ...ye verilmesine" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 21/06/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.