Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/758
Karar No: 2016/285

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/758 Esas 2016/285 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/758 E.  ,  2016/285 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 13. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza

    Sanık ...’nın üzerine atılı elektrik enerjisi hırsızlığından dönüşen karşılıksız yararlanma suçunun unsurları oluşmadığından bahisle beraatine ilişkin, İstanbul Anadolu 26. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21.03.2013 gün ve 811-253 sayılı hükmün müşteki vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 15.10.2014 gün ve 1049-28182 sayı ile;
    “CMK"nun 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, müşteki kurumun şikâyet dilekçesi ile sanığın cezalandırılmasını istediği, davaya katılma talebinde bulunduğu ve mahkemece verilen hükmü temyiz etmekle açıkça katılma iradesini ortaya koyduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 gün ve 2010/9-149 Esas, 2010/205 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere mağdurun katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördüğü konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı görülmekle, CMK"nun 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören müşteki Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş."nin davaya katılmasına ve vekilinin katılan vekili olarak kabul edilmesine karar verilmekle, katılan vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
    1-Sanık hakkında 11.08.2006 ve 29.07.2006 tarihli tutanakların düzenlendiği, bu tutanakların incelenmesinde 11.08.2006 tarihli tutanakta sayaçsız direkt bağlantı ile elektrik kullanımının, 29.07.2006 tarihli olanda ise kayıtsız sayaç ile elektrik kullanımının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, sonuç bölümünde sadece kayıtsız sayaç kullanılan dönemle ilgili bilgi içeren yetersiz bilirkişi raporuna ve sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilerek, "sanığın eyleminin abonesiz olarak zati sayaçtan elektrik kullanmak olduğu, sanığın kullanmış olduğu elektriğin zati sayaçta tam ve eksiksiz olarak gözüktüğü, sanığın sayaca herhangi bir şekilde müdahalede bulunmadığı ve bu nedenle herhangi bir kaçak kullanımının söz konusu olmadığı sadece abonesiz olarak elektrik kullanıldığı, bu durumun ise Ceza Genel Kurulu kararları da göz önüne alındığında elektrik hırsızlığı suçunu oluşturmadığı ve hukuki ihtilaf niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla" şeklindeki hatalı gerekçe ile 11.08.2006 tarihli tutanak göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, normal tarifeye göre belirlenen cezasız ve vergisiz kaçak tüketim bedeli olan kurum zararını tazmin etmesi halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek, sanığın kurum zararını giderip gidermediği sorularak, giderilmediğinin tespiti halinde, "cezasız ve vergisiz kurum zararını giderdiği takdirde hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine" dair bildirimde bulunularak ve 6 aylık süre de beklendikten sonra sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 07.07.2015 gün ve 543-356 sayı ile;
    “Her ne kadar sanık hakkında kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla elektrik hırsızlığı suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, sanığın eyleminin abonesiz olarak zati sayaçtan elektrik kullanmak olduğu, sanığın kullanmış olduğu elektriğin zati sayaçta tam ve eksiksiz olarak gözüktüğü, sanığın sayaca herhangi bir şekilde müdahalede bulunmadığı ve bu nedenle herhangi bir kaçak kullanımının söz konusu olmadığı sadece abonesiz olarak elektrik kullanıldığı, bu durumun ise Ceza Genel Kurulu kararları da göz önüne alındığında elektrik hırsızlığı suçunu oluşturmadığı ve hukuki ihtilaf niteliğinde bulunduğu,
    6352 sayılı yasanın 83. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 163 üncü maddesine "Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur" hükmü eklenmiş ve 84. madde ile 5237 sayılı Kanunun 168 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ve karşılıksız yararlanma" ibaresi madde metninden çıkarılmış ve "Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir" hükmü getirilmiştir.
    6352 sayılı yasa ile değişik 5237 sayılı TCK"nun 163 ve 168. maddelerinin sanık hakkında uygulanması için sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olması gerekmekte ve bu halde sanık lehine olan hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Oysa ki somut olayda mahkememizce sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunun oluşmadığı yani sanığın üzerine atılı suçu işlemediği kanaatine varılarak atılı suçtan beraatine karar verilmesi yoluna gidilmiş olup, beraat kararının ise sanık lehine olduğu tartışmadan uzaktır” gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
    Bu hükmün de katılan vekili tarafından da temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının 09.09.2015 gün ve 307008 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
    1-Sanığın üzerine atılı elektrik enerjisi hırsızlığından dönüşen karşılıksız yararlanma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı,
    2-Sanığa 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi gereğince katılan kurumun normal tarifeye göre belirlenen cezasız ve vergisiz kaçak tüketim bedeli olan zararını tamamen gidermesi halinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunulması gerekip gerekmediği,
    Noktalarında toplanmakta ise de; aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceği hususunun öncelikle ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Yerel mahkemece, aleyhe bozmadan sonra yapılan yargılamada, duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin sanığa tebliğ edildiği ancak duruşmaya katılmadığı, duruşmada hazır bulundurulması sağlanarak sanıktan aleyhine olan bozma kararına karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup aynı kurala 5271 sayılı CMK"nun 307/2. maddesinde de yer verilmiştir. Anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
    Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi halinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup yerel mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326/3. maddesi uyarınca ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı sanığın vazgeçilmez ve en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK"nun 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönünde bulunmaktadır.
    Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
    Yerel mahkeme hükmünün Özel Daire tarafından aleyhine bozulması nedeniyle bozmaya karşı sanığın beyanının alınması gerektiği gözetilmeden yokluğunda yargılamaya devam olunarak direnme kararı verilmesi 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326/2. maddesine aykırıdır.
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- İstanbul Anadolu 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.07.2015 gün ve 543-356 sayılı direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.05.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi