21. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/16316 Karar No: 2015/11772 Karar Tarihi: 25.05.2015
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/16316 Esas 2015/11772 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı işverenin işyerinde geçen çalışmalarının tespit edilmesi için dava açmıştır. Mahkeme isteği reddetmiştir. Ancak Yargıtay bu kararı bozmuştur. Davanın yasal dayanağını oluşturan kanun maddeleri 79/10 ve 86/9'dur. Bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörülmemiştir, ancak bu tip davalarda özel bir duyarlılık ve özen gösterilmesi gerekmektedir. Dosyadaki belgelerin ve tanıkların ifadelerinin eksiksiz değerlendirilmesi gerekmektedir. Kanuna göre, çalışmanın varlığı, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık beyanları değerlendirilmeli, çalışma olgusu kesin bir şekilde belirlenmelidir. Davanın başarılı olabilmesi için, davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği de araştırılmalıdır. Davacının temyiz itirazları kabul edilerek, hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri: 506 sayılı Yasa\"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa\"nın 86/9. maddesi.
21. Hukuk Dairesi 2014/16316 E. , 2015/11772 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 16.06.2009-06.07.2009 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddi ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacı adına verilmiş bir işe giriş bildirgesinin bulunmadığı, davacının davalı işyerinden hizmetinin bildirilmediği, davalı işyerinin 1065169 sicil numarası ile 13.07.2006 tarihinde kanun kapsamına alındığı, davalı işyerinden ihtilaflı dönemde dönem bordrosu verilmediği, davacı ve davalı tanıkları ile komşu işyeri çalışanları tespit edilerek beyanlarına başvurulduğu anlaşılmıştır. Somut olayda; kayıtlı bordro tanığı bulunmadığından komşu işyeri çalışanlarının beyanlarına başvurulduğu, kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının davacıyı tanımadıklarını beyan ettikleri, davacının davalı işyerindeki çalışmasının sabit olmaması sebebi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Halbuki, yüzme antrenör yardımcılığı yapan davacının benzer sektörde faaliyet göstermeyen komşu işyeri çalışanları tarafından tanınmamasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacı ile aynı dönemde davalı işyerinde yüzme antrenör yardımcısı olarak geçen çalışmanın tespitine ilişkin benzer davalarda, aynı davacı tanıklarının beyanları ile davaların kabulüne karar verildiği ve bu kararların onanarak kesinleştiği (İş Mahkemesi 2011/1060E, 2014/111K; 2011/1061E, 2014/213K; 2011/1059E, 2014/212K) göz önünde bulundurulmadan, ayrıca davacının çalışmasını doğrulayan tanık beyanlarına rağmen davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. Yapılacak iş, gerektiği takdirde ihtilaflı dönemde davalı işyerinde çalıştığına ilişkin davası kesinleşen sigortalıların ifadelerine başvurmak, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve dosyadaki mevcut delilleri de değerlendirerek, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.