Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2695
Karar No: 2018/4279
Karar Tarihi: 09.11.2018

Terör örgütü propagandası yapmak - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2695 Esas 2018/4279 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2018/2695 E.  ,  2018/4279 K.

  •  


"İçtihat Metni"



I-TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22.05.2018 tarih ve.... sayılı tebliğnamesi ve ekindeki Adalet Bakanlığının 17.05.2018 tarihli “Kanun yararına bozma yoluna gidildiği” konulu yazılarında;
Terör örgütü propagandası yapmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 22.01.2018 tarihli ve 2016/18453 soruşturma, 2018/454 esas, 2018/79 sayılı iddianamenin iadesine dair... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.02.2018 tarihli ve 2018/19 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.03.2018 tarihli ve 2018/155 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31/10/2016 tarihli ve 2016/15416 esas, 2016/16813 sayılı ilâmında, "... 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Şüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile önödeme hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, dosya kapsamında müşteki beyanlarını doğrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiği, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, şüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklandığı üzere,



Somut olayımızda... 2. Ağır Ceza Mahkemesince, şüphelinin savunmasının alınmadan suça konu paylaşıma ait Facebook adresinin şüpheli tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespiti yapılmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, şüphelinin tüm aramalara rağmen bulunamadığı,... 2. Sulh Ceza Hakimliği"nin 07.09.2017 tarihli kararı ile şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verildiği, iddianamenin iadesi sebepleri arasında sanığın savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden kanun yararına bozma isteminde bulunulduğu tespit edilmiştir.

II-OLAY
Batman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanık ... hakkında sanığın paylaşımına ait Facebook sayfasında terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla soruşturma yürütüldüğü, hakkında kamu davası açıldığı,... 2. Ağır Ceza Mahkemesince 12.02.2018 tarih, 2018/19 Değerlendirme sayılı kararında “şüphelinin savunması alınmadan suça konu paylaşıma ait Facebook adresinin şüpheli tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespiti yapılmadığından” bahisle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu mahkemenin kararına karşı yapılan itiraz sonucu... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.03.2018 tarih ve 2018/155 D. İş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.

III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI
Uyuşmazlığın kapsamı; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesinde iddianamede hangi hususların gösterileceği, aynı Kanunun 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, bu kapsamda şüphelilerin ifadelerinin alınmaması nedeniyle iddianamenin iadesine karar verilip verilemeyeceği hususuna ilişkindir.

IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Kamu davasını açma görevi” başlıklı 170. maddesine göre;
“(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.


(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun Maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.”
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “İddianamenin iadesi” başlıklı 174. maddesine göre;
“Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170"nci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.”
Batman Ağır Ceza Mahkemesince CMK’nın 174. maddesi uyarınca verilen iddianamenin iadesi kararının gerekçesi, savunması alınmayan şüpheli hakkında


eksik soruşturma yapılmasına ilişkindir. Cumhuriyet Başsavcılığınca bu karara itiraz edilmesi üzerine, itirazı inceleyen... Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aynı gerekçelerle itirazın reddine karar verildiği görülmektedir.
İddianamenin iade gerekçesinde belirtilen Facebook adresinin şüpheli tarafından kullanılıp kullanılmadığı yönündeki iade sebebi dosyada bulunan araştırma tutanağı ve Facebook sayfasındaki sanığa ait fotoğraf ve diğer bulgular birlikte değerlendirildiğinde kişiye aidiyetine yönelik tespitler bulunduğu anlaşıldığından uyuşmazlık konusu ve iade sebebi olarak kabul edilmemiştir.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek oturum” da bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen düzenlemelerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de soruşturma safhasında tüm delillerin toplanmış olması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın 2/e maddesinde “kanuna göre yetkili merciilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre” olarak tanımlanan soruşturma safhasında asıl görevli ve yetkili makam Cumhuriyet savcısıdır. Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır. Soruşturma safhasında ceza muhakemesinin amacı olan maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için tüm süjelerin sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Her sanığın derdini anlatabilmesini, ne istediğini söyleyebilmesini, hiç veya gereği gibi dinlenilmeden mahkûm edilememesini, öne sürülen iddiaları ve aleyhine olan delilleri çürütebilmesini ve bu sayede muhakemenin gidişine etki edebilmesini ifade eden ilkeye “meram anlatma ilkesi” denmektedir. Çağdaş Ceza Muhakemesi Hukukunda sanık, hiç bir hakkı olmayan bir soruşturma konusu, objesi değil, belli hakları ve yükümlülükleri bulunan ve muhakemenin gidişine etki edebilen bir muhakeme süjesidir.
CMK’nın 170/5. fıkrasında “İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.” hükmüne yer verilmiştir. Emredici nitelikte bulunan bu kuralın yerine getirilmesi çoğu zaman şüphelinin savunmasının alınmasıyla işlerlik kazanacaktır.
Öte yandan Anayasamızın 90/5 maddesi uyarınca iç hukukumuzun bir parçası olan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve bu sözleşmenin yorumunu yapan bağlayıcı nitelikteki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin adil yargılanma hakkına ilişkin kararları uyarınca da etkili, yeterli ve adil bir soruşturmanın yürütülebilmesi için, şüphelinin suçlamalardan haberdar edilip, savunma hakkının tanınması hususları temel prensipler olduğu ancak şüphelinin firarda olması, hakkında yakalama kararı bulunduğu ve makul süre aranıp bulunamadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; kaçak ve gaiplik halleri ve benzeri istisnai durumlarda şüpheli yada sanığın ifadesi alınmadan da dava açılabileceği kabul edilmelidir. İddianamenin iade müessesinin CMK’da yer almasının öncelikli nedenlerden birisi de lekelenmeme hakkıdır.



Cumhuriyet savcısı topladığı delillere göre şüphelinin mahkum olacağını düşünüyorsa dava açmamalıdır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunuyla benimsenen yargılama sistemine göre; kamu davasının mevcut tüm delillerin toplandıktan sonra açılması, hazır olan iddia ve savunma makamının duruşmada dinlenmesi, ikame olunan delillerin tartışılması suretiyle yargılamanın kural olarak ara vermeden tek celsede bitirilmesi gerekmektedir( CMK madde 190/1). Kanunun ayrık tuttuğu haller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacak (CMK madde 193/1). Ancak zorunlu hallerde davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette duruşmaya ara verilebilecek, delillerin ikamesine, iddianamenin kabul kararı okunmasından sonra sanığın savunmasının alınması ile başlanabilecektir(CMK madde 206/1). Bu sistemde sorgusu yapılmamış sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması imkanı yoktur(CMK 193/2 ve 247/3).
Dolayısıyla yakalanmayan örgüt mensubu şüpheliler hakkında kamu davası açılmış olması durumunda davanın sonuçlandırılma imkanı bulunmadığından soruşturma evrakı Cumhuriyet Başsavcılığında değil mahkemede beklemiş olacak, "yargılamanın makul sürede bitirilmesi" ilkesi de ihlal edilecektir.
Somut olayda incelemeye konu karara dayanak teşkil eden iddianamenin iadesine ilişkin kararın gerekçesi; şüpheliye isnat edilen suçla ilgili tek delilin facebook sosyal medya sitesindeki paylaşımlar olmasına, bu sitenin kullanım detaylarını soruşturma merciine göndermediğinin görülmesine nazaran savunması alınmayan şüphelinin yakalanıp inceleme tutanağındaki facebook adresinin kendisine ait olup olmadığı ve paylaşımları bizzat yapıp yapmadığının sorularak tespitinin, suçun sübutuna etki edeceği gerekçesiyle sanık savunması alınmadan iddianame tanzim edilmesinin CMK"nın 170/5 maddesi delaletiyle 174/1-a ve 174/1-b maddelerine muhalefet teşkil edeceği görüşüne dayanmaktadır.İncelenen dosya kapsamına göre;
Şüpheli ... hakkında... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda; terör örgütü propagandası yapmak suçundan 22.01.2018 tarihli ve 2016/18453 soruşturma, 2018/454 esas sayılı iddianame düzenlendiği; soruşturma aşamasında sanığın adresinde bulunmadığı tutanakta tespit edildiği ve ...’in bu nedenle ifadesinin alınamadığı tespit edilmesi üzerine Cumhuriyet savcısının istemi üzerine... 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 2017/4219 D. İş sayılı kararıyla ifade almaya yönelik CMK 98/1 maddesi uyarınca yakalama emri düzenlenerek kamu davası açıldığı,... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.02.2018 tarihli ve 2018/19 sayılı kararıyla iddianamenin iadesine karar verildiği, “şüphelinin savunması alınmadan iddianame düzenlendiği” gerekçesi ile iddianamenin iadesine karar verildiği anlaşılmış olup, iddianamenin iadesine dair anılan karara Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazın... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.03.2018 tarih ve 2018/155 D. İş sayılı kararı ile reddedilmiştir. Kural olarak kamu davası açabilmek için savunma alınması zorunlu değil ise de savunmanın suçun sübutu veya vasıflandırılması açısından önem arz ettiği durumlarda maddi gerçeği araştırma şüphelinin lehine ve aleyhine delil toplamakla yükümlü olan Cumhuriyet Savcısının savunma alması zorunludur. Somut olayda olduğu gibi yakalama kararı sonrası makul süre aranmadan hakkında "kaçaklık" kararı verilmemiş olan sanık hakkında kamu davası açılmasının isabetli olmadığı bu nedenle iddianamenin iadesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
V-SONUÇ VE KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.05.2018 tarih ve 2018/43191 sayılı Kanun Yararına Bozma talebinin REDDİNE, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi