Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2207
Karar No: 2010/5406
Karar Tarihi: 08.11.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/2207 Esas 2010/5406 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/2207 E.  ,  2010/5406 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ...ile Hazine ve Eskiköseler Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.03.2010 gün ve 408/96 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı vekili, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı kadastroca tespit dışı bırakılan tahmini 13.000 m2 miktarındaki taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuş ve Hazine adına tescil edilmesini istemiş, davalı ... tüzel kişiliği adına davaya cevap verilmemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, harita mühendisi bilirkişi ...ın 1.9.2008 tarihli raporuna ekli krokisinde A+A1+A2 harfleri ile belirlenen 7400 m2, B+B1 harfleri ile gösterilen 2514,50 m2 ve C+C1+C2 harfleri ile işaretlenen 4601,50 m2 yüzölçümlü kısımların köyün son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, görülmekte olan dava ile imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. Dosya kapsamından, dava konusu yerin 1969 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında "taşlık" olması nedeniyle tespit dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır. Böyle bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak edinilebilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesinde belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir.
    Davacı vekili, dava dilekçesi ve 27.9.2007 tarihli yargılama oturumunda; dava konusu yerin vekil edeninin babası tarafından 40 yıl önce imar-ihya edilerek tarla haline getirildiğini, babasının ölümünden sonra vekil edenine kaldığını ve vekil edeninin tek başına kullandığını açıklamış, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıklarınca, taşınmazı davacının babasının 25 yılı aşkın süre önce imar-ihya ederek tarla olarak kullanmaya başladığı, ölene dek kullandığı, ölümünden sonra davacının sürüp ekmeye devam ettiği ve babasından sonra ektiği alanı genişlettiği ifade edilmiş, 1.9.2008 tarihli harita mühendisi bilirkişinin raporunda da zeminde babasından sonra davacının sonradan imar ettiği kısımların A1-717 m2, A2-1183 m2, B1-346,50 m2, C1-754,17 m2 ve C2-503.33 m2 olduğu bildirilmiştir.Bu beyanlar ve alınan rapor karşısında davacının babasının ölüm tarihi olan 2.1.1993 tarihinden sonra imar ettiği anlaşılan taşınmaz bölümleri bakımından 20 yıllık kazanma süresinin dava tarihi olan 10.2.2005 tarihine kadar geçmediği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle A1-717 m2, A2-1183 m2, B1-346,50 m2, C1-754,17 m2 ve C2-503.33 m2 miktarındaki taşınmaz bölümleri bakımından kazanma süresinin dolmadığı belirlendiğine
    göre davacının davasının reddine ve Hazinenin TMK’nun 713/6.maddesi gereğince tescil isteğinde bulunduğu gözetilerek Hazine adına tescile karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu bölümler yönünden de davacının davasının kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
    Diğer dava konusu edilen A-5571 m2, B-2168 m2 ve C-3344 m2 miktarındaki taşınmaz bölümlerine gelince ; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, bu taşınmaz bölümlerinin keşiflerde alınan yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile uzman bilirkişi raporlarına göre, dava tarihinden geriye doğru 20 yılı aşkın süre önce davacının babası tarafından imar-ihya edilerek tarla haline getirildiği ve ekilip biçildiği, ölümü ile rızai taksim sonunda davacıya kaldığı, davacının tarla olarak kullanmaya devam ettiği, taşınmazlar ile dere yatağı arasında kot farkı olduğu, dere yatağı taşması ile oluşmadığı, imar-ihya edilmiş kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu belirlendiğine, kazanma süresi ve koşulları davacı lehine gerçekleştiğine göre davalı Hazine vekilinin aşağıda yazılı hususlar dışındaki diğer tüm temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır.
    Ancak, davalı Hazine vekili, taşınmazların öncesinin mera olduğunu savunmuştur. Mahkemece İl Tarım Müdürlüğünden sorulmakla birlikte usulüne uygun şekilde tahsisli ve kadim mera araştırması yapılmamış, dava konusu taşınmazın meradan kazanılıp kazanılmadığı yeterince araştırılmamıştır. Mahkemece, Eskiköseler köyüne ait mer’a parsellerine ilişkin kayıt ve belgelerin getirtilmesi ve mahallinde yapılacak keşifte uygulanması, dava konusu taşınmazın tahsisli mer’a kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, şayet dava konusu taşınmaz tahsisli mer’a kapsamında kalmıyorsa kadim mer’a araştırması yapılması, bu amaçla Eskiköseler köyü dışında komşu köylerden önceki keşifte dinlenenler dışında şahit isimlerinin bildirilmesi için taraflara mehil verilmesi, mahalli bilirkişi isimleri üzerinde ittifak edilmediği taktirde mahkemece re’sen komşu köylerden mahalli bilirkişi belirlenerek taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılıp usulüne uygun bir biçimde kadim mer’a araştırmasının yapılması, taşınmazın niteliğinin, meradan elde edilip edilmediğinin duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmeye çalışılması gerekir. Ayrıca HUMK.nun 366.maddesi gözönünde bulundurularak taşınmazın ve çevresinin fotoğrafları hakim denetiminde çektirilerek dosyaya konulmalıdır.
    Bundan ayrı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçemeyecektir. Anılan hüküm ve dava tarihi itibariyle davacının tek başına yirmi yıllık zilyetlik süresini doldurmadığı da gözönüne alınarak davacı yanında babası...oğlu ... ve tüm mirasçıları adına 26.07.1972 tarihinden sonra kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden, açılmış zilyetliğe dayalı tescil davaları olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve ekleri ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, tescile ilişkin dava dosyalarının ise ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesindeki sınırlamalar yönünden gözönünde tutulması gerekirken bu hususun yerine getirilmemesi doğru görülmemiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle eksik incelemeye dayalı usul ve kanuna aykırı olan hükmün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA 08.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi