Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9511
Karar No: 2016/3666
Karar Tarihi: 05.04.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/9511 Esas 2016/3666 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/9511 E.  ,  2016/3666 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : .......ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2015
NUMARASI : 2014/426-2015/105


Taraflar arasında görülen davada ...........Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/02/2015 tarih ve 2014/426-2015/105 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 05.04.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. A..... K......, davalı vekili Av. S........ Ö....... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ............ tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında taşıma sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereği, davalının F....."dan G....."ye taşımasını üstlendiği emtianın alt taşıma işinden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin taşıma işi için başka şirketle anlaşmak zorunda kalarak aynı taşıma için 32.000 EURO daha fazla para ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek başka şirkete yaptırılan taşıma işinin maliyet artış zararının davalıdan tahsili için yapılan takibe vaki, davanın haksız itirazın iptalini, takibin devamını ve % 20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşme gereği taşıma için müvekkilinin S...... P...... Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. ile anlaştığını ve sözleşme imzalandığını, ancak alt taşıyıcının işin karayolu ile yapılması için gerekli resmi mercilerden izinleri alamamış olması nedeniyle taşımayı gerçekleştiremediğini, müvekkilin sorumluluktan kurtulmasının yasal şartları oluşmuş olduğunu savunarak davanın reddini ve kötü niyetli takip nedeniyle davalının % 20"den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı arasında, belirli miktardaki emtianın karayolu ile F......’dan Türkiye’ye taşınmasını konu edinen bir taşıma sözleşmesi akdedildiği, davalı taşıyıcının bu işin gerçekleştirilmesi için ihbar olunan şirket ile bir alt taşıma sözleşmesi yaptığı, ancak taşımanın gerçekleştirilmediği, bunun üzerine davacının eşyayı başka bir şirkete taşıttırdığı, davalı taraf, yükün vasfı nedeniyle taşımanın karayolu ile yapılmasının ve gerekli yasal izinlerin alınmasının mümkün olmadığının, dolayasıyla hukuki imkansızlık bulunduğunu savunduğu, her ne kadar davalı yan bu iddiasının ispatı zımmında gerekli delilleri sunmamış ise de, davacı yanın, bu hususun aksine bir görüş savunmadığı gibi gerçekleşen fiili taşımada deniz yolu kullanılmak suretiyle
yapılmış olması nedeniyle yükün ağırlığı ve vasfı nedeniyle karayolu ile yapılamayacağı yönündeki imkansızlık halinin sözleşme ilişkisi içerisinde taraflarca da benimsendiği, her ne kadar bilirkişi raporunda davacının lojistik sektöründe faaliyet gösteriyor olması nedeniyle, yükün karayolu ile taşınamayacağının davacı tarafçada bilinmesinin gerektiği ve bu anlamda güvenin boşa çıkarılmasının söz konusu olmadığı ve sözleşme görüşmeleri sırasındaki davranış yükümlülüğüne aykırılık sorumluluğunun davalıya yükletilemeyeceği mütalaa olunmuş ise de bu görüşe itibar edilmediği, nitekim davalı tarafın da uluslararası taşıma sektöründe faaliyet gösteren bir kuruluş olduğu, taraflar arasında sözleşme imzalanmasına rağmen bu aşamaya kadar yükün vasıf ve mahiyeti nedeniyle karayolu ile taşıma imkansızlığı noktasında bir öngörüde bulunmadığı gibi davacıyı da bu anlamda uyarmadığı, davalı yanın davacıya yaklaşık 3 aylık bir süre sonra karayoluyla taşıma imkansızlığından söz ettiği, uluslararası taşıma alanında faaliyet gösteren bir tacirin sözleşmenin imza aşamasına kadarki tüm eylem ve davranışları ile niteliğini, vasfını ve güzergahlarını bildiği yükün kendisince taşınabileceği hususunda davacı tarafın güvenini kazandığı, taraflar arasında sözleşme iradesinin meydana geldiği, yaklaşık 3 aylık bir süre ise sözleşme öncesinde gerekli özen gösterilerek yapılması gereken anılı yükün karayolu ile taşınmasının hukuken ve fiziken mümkün olup olmadığı araştırmasının yapılmadığı, ihmali davranış ile davacı tarafın oyalandığı, davacı tarafta oluşan güvenin boşa çıkarıldığı, ancak kusurun tamamen davalıya yüklenemeyeceği, davacının da taşıma sektörünü bilen tacir olarak basiretli davranma yükümlülüğü altında olduğu, gerekli araştırmayı yapmasının gerektiği, her iki tarafında somut olayda özensiz ve ihmali davranışta bulunduğu, taktiren her iki tarafın ortak ve eşit kusurlarıyla zararın meydana gelmesine sebebiyet verdikleri gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıdan %50 kusuruna isabet eden 21.450 Euro alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptaline, alacak likit olmadığından ve yargılamayla belirlendiğinden icra inkar tazminatının reddine, fazlaya ilişkin istemine reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, davacı vekili, davalı tarafından yerine getirilmeyen taşıma nedeniyle müvekkilinin bu işi başka bir kişiye fazla bedelle yaptırmak zorunda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise taşımanın yetkili mercilerden izin alınamamış olması nedeniyle yerine getirilemediğini savunmuş, mahkemece de, yükün ağırlığı ve vasfı nedeniyle taşımanın kara yolu ile yapılamayacağı hususunun taraflarca benimsendiği kabul edilmiş, ancak yukarıda anılan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacı ile davalı arasında, belirli miktardaki emtianın karayolu ile Fransa’dan Türkiye’ye taşınmasını konu edinen bir taşıma sözleşmesi akdedildiği, davalı taşıyıcının bu işin gerçekleştirilmesi için ihbar olunan S..... P...... Ltd. Şti. ile 08.06.2012 tarihinde bir alt taşıma sözleşmesi yaptığı, ne var ki taşımanın gerçekleştirilmediği, bunun üzerine davacının eşyayı başkaca taşıyıcılar akdettiği sözleşmelerle deniz yoluyla taşıtmak zorunda kaldığı konularında herhangi bir ihtilâf yoktur.
Taraflar arasındaki ihtilâf, davalı taşıyıcının yüklendiği taşıma işini gerçekleştirmemesi nedeniyle, davacının bir tazminat talebinde bulunma imkânı olup olmadığına ilişkindir. Davalının savunmasına göre, taşımanın karayolu ile yapılamamasının nedeni, taşıma konusu yükün hacmi nedeniyle karayolundan taşınmasına yetkili makamlarca gerekli izinlerin verilmemiş olmasıdır. Davalı gerekli izin verilmediğine ilişkin bir belge
sunmamış olsa da, gerek yükün ağırlık ve hacminin yasaların öngördüğü miktarın üzerinde olması, gerekse taşımanın deniz yolu ile yapılmış olması hususları bir arada değerlendirildiğinde, mahkemenin de benimsediği şekli ile taşıma konusu emtianın karayolundan taşınmasının hukuken mümkün olmadığının kabulü gerekmektedir.
Bu durumda olaya uygulanması gereken 818 sayılı BK"nın 19 ve 20. maddeleri uyarınca taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin, "hukuki imkânsızlık” nedeniyle batıl olduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğundan, bu sözleşmeye dayalı olarak açılan davanın da reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulü yönünde karar tesis edilmesi doğru bulunmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi