8. Hukuk Dairesi 2010/2821 E. , 2010/5405 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair ... Aile Mahkemesinden verilen 12.02.2010 gün ve 283/107 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen ...’deki daire, İzmir Karaburun Küçükbahçe mevkiindeki yazlık ev, .. merkezdeki ev ile Vakıfbank, Akbank ve Ziraat Bankalarının değişik şubelerinde tahmini 150-200 milyar lira nakit para bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, tarafların evlilik tarihinden sonraki dönemde edindikleri menkul ve gayrimenkul tüm malvarlığında vekil edeninin katkı payı alacağı olarak 25.000 TL.nin malların edinme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazların edinilmesine davacının katkısı bulunmadığını, vekil edeninin bankalarda parası olmadığını, davacının maaşını annesi ve kardeşleri ile sarfettiğini,daire alarak annesi adına tescil ettirdiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlardan dolayı 26.125 TL. katkısının olduğu, davacının Ziraat Bankası hesabına yatırım hesabından boşanma davasına yakın tarihte 76.253 TL. aktarıldığını, boşanma davası itibariyle bakiyesi saptanamadığından değerlendirme yapılamadığını bildiren bilirkişi raporu doğrultusunda Gaziemir ilçesindeki ev ile Söke’deki taşınmaza davacının katkısının toplam 26.125 TL. olduğu kabul edilerek ve davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne, 25.000 TL.nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili ile davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 23.01.1988 tarihinde evlenmişler, 04.08.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ile sonuçlanmış ve karar 02.04.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte son bulmuştur (TMK.nun 225/1). Eşler, sözleşmeyle başka mal rejimini seçmediklerinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. ( TMK.nun 202. m) Dava konusu taşınmazlardan...’de 1578 ada 1 nolu parsel üzerindeki binalardan B/12 blok 2.kat 1.giriş 8 numaralı daire 17.12.1992 tarihinde edinilmiş ve koca adına tescil edilmiştir. Davalı adına kooperatif üyeliği olarak edinilen taşınmazlardan Söke’deki kooperatife davalı 21.9.1992 tarihinde üye olmuş, hissesini 31.5.2007 tarihinde üçüncü kişiye devretmiş, Karaburun’daki kooperatife ise davalı 31.12.1988 tarihinde üye olmuş ve 31.7.2006 tarihinde üyelikten ayrılmıştır. Bankalardaki mevduatlarla ilgili alınan yazı cevaplarında davalı adına hesaplarda ne miktarda para bulunduğu net olarak belirlenememiştir. Dava; 743 sayılı TKM. nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazlar ve banka hesapları bakımından katkı nedeniyle açılan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 4.12.2009 havale tarihli hukukçu bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak mahkemece toplanan deliller ve yapılan araştırma yetersiz olup, eksik araştırma sonucu alınan bilirkişi raporu da hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dosya arasındaki belgelerden davacı ve davalının evlenme tarihinden itibaren çalışarak gelir elde ettikleri, taşınmazlardan Karaburun’daki taşınmazda inşaatların halen temel ve su basmanı seviyesinde olduğu ve devam etmediği, Söke’deki taşınmazın tamamlanmamış ve ince işleri yapılı olduğu, kur"aların 2004 yılında çekildiği, ...deki taşınmazın ise kat mülkiyetli ve oturulabilir durumda olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda taşınmazlar için belirlenen katkı oranları ve açıklamalar tahmine dayalıdır. Dosya arasında kadının gelirinin başka yere harcandığına ve kullanıldığına ilişkin davalı iddiasını kanıtlayacak belge veya delil bulunmadığına, davalının annesinin gelir durumunun iyi olmasının tek başına davalı adına alınan taşınmaza katkıda bulunduğunun kabulünü gerektirmediğine göre mahkemece taşınmazların alım tarihleri ve kooperatif üyeliklerine yapılan ödemeler dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir.Davalı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda taşınmazlar bakımından mahkemece, davacı ve davalının çalışmalarına ilişkin maaş ve gelirlerini gösterir tüm belgelerin edinme tarihleri itibarıyla sunulması için taraflara süre ve imkan tanınması veya masraf verildiğinde mahkemece bizzat ilgili kurumlardan istenilerek getirtilip dosya arasına konulması, taraflara ait çalışmalarına ve gelirlerine ilişkin belgeler gözetilerek evlenme tarihinden taşınmazların edinildikleri tarihler dikkate alınarak tüm gelirlerinin ayrı ayrı toplanması, her birinin sosyal statüleri, konumları ve mesleki kariyerleri gözetilerek yapabilecekleri kişisel masraflarının ayrı ayrı hesaplanması, davalının ayrıca, 743 sayılı TKM.nin 152.maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü gözetilerek taşınmazların alındığı tarihlere kadar yapabileceği evi geçindirme gideriyle kişisel giderinin olabilecek fazla harcama var ise, oran belirtilmek suretiyle hesaplanacak miktarının, davacı yönünden ise kişisel harcamalarının hesaplanıp toplam gelirlerinden ayrı ayrı düşülmesi, her birinin bu durum karşısında yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ayrı ayrı saptanması, tarafların toplam tasarruf miktarı içerisindeki katkı oranlarının belirlenmesi, bu katkı oranının dava konusu taşınmazların dava tarihindeki bilirkişi raporları ile belirlenen gerçek değerleri ile çarpılması sonucu davacının katkı payı alacağının her bir taşınmaz için ayrı ayrı saptanması, dosyanın bu haliyle konunun uzmanı bir hukukçu, bir muhasebeci veya mali müşavire verilerek tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor alınması, ondan sonra iddia ve savunma doğrultusunda toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Davacının banka hesaplarındaki mevduatlar yönünden vaki talebine gelince; mahkemece davacının Ziraat Bankası hesabına yatırım hesabından boşanma davasına yakın tarihte 76.253 TL. aktarıldığını, boşanma davası itibarıyle bakiyesi saptanamadığından değerlendirme yapılamadığını bildiren bilirkişi raporuna değer verilmiştir. Ancak dosyada evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar geçen sürede davalı adına bankalarda açılmış hesaplarla ilgili kayıtlar getirtilmemiş, özellikle Ziraat Bankasındaki hesapla ilgili açılış tarihleri, paraların geldikleri kaynak ve havalenin nereden yapıldığı, davalının çektiği yüksek miktarın kaynağı ile ilgili araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle Akbank, Vakıfbank ve Ziraat Bankasından yeniden ayrıntılı şekilde araştırma yapılarak az yukarıdaki hususlarla ilgili tüm belgeler dosyaya getirtilmeli, banka hesap hareketleri ile ilgili konusunda uzman bankacı, mali müşavir ve hukukçu bilirkişiye inceleme yaptırılarak dava konusu olabilecek bir mevduat olup olmadığı, miktarı, varsa mevduatın kaynağı itibarıyla hangi mal grubuna girdiği, davacı kadının bu mevduat üzerinde katkı payı alacağı veya 1.1.2002 tarihi sonrası değer artış payı ve katılma alacağı hakkı bulunup bulunmadığını da içeren gerekçeli rapor alınması ve ondan sonra bu talep bakımından sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ve eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
Kabule göre de; dava dilekçesinde davacı tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı tutulduğuna göre davacının talebi dikkate alınarak hüküm kurulmuş olmasına rağmen davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili haklarının saklı tutulmamış olması da doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları kısmen, davacının temyiz itirazları ise tümüyle yerinde görüldüğünden kabulü ile eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 337,50 TL peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 08.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.