Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/16388
Karar No: 2017/9050
Karar Tarihi: 18.12.2017

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/16388 Esas 2017/9050 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/16388 E.  ,  2017/9050 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 20/11/2017 gün ve 2017-10647 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24.11.2017 gün ve KYB.2017/65813 sayılı ihbarnamesi ile;
    Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanık ...’nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 206/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair (Kapatılan) Büyükçekmece 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/09/2011 tarihli ve 2011/1889 esas, 2011/732 sayılı kararını müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanarak, 5237 sayılı Kanun’un 206/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Büyükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/06/2017 tarihli ve 2017/3 esas, 2017/368 sayılı kararının "olay günü devriye gezen polis ekipleri tarafından iki şahsın bir şahsı kovaladıklarının görülmesi üzerine, sanık ..."ın yakalandığı, görevlilere kendisini ..." ismi ile tanıttığı, her ne kadar dosyada fotokopisi bulunan 22/07/2011 tarihli tutanakta "... .. isimli şahıs ise Kıraç Polis Merkezi Amirliğine doktor raporu alınmak suretiyle teslim edilmiş ..." denilmekte ise de, dosyada belirtildiği şekilde bir doktor raporu bulunmadığı gibi, iddianamede de böyle bir doktor raporu düzenlendiğinden bahsedilmeksizin sanık ..."ın yakalandığında kendisini ...i olarak tanıttığı, karakolda ise gerçek adının ... olduğunu söylediğinin belirtildiği, bu duruma göre, sanık hakkında herhangi bir tutanak düzenlenmeden önce gerçek kimliğinin tespit edildiği ve tutanakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği anlaşılmakla; sanığın üzerine atılı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı, ancak eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. madde ve fıkrasında düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunma" kabahatini oluşturabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde sanığın 5237 sayılı Kanun"un 206/1. maddesi gereğince mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
    Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    TCK‘nın 206.maddesinde düzenlenen “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun oluşması için, kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekir. Yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmadığı, bu beyana rağmen görevlinin, beyan edilen hususların doğruluğunu araştırıp da belgeyi sonra düzenlemesinin gerekli olduğu takdirde, belgeye dayanak oluşturan bilgi yalan beyan olmayıp görevlinin araştırması sonucu ulaştığı bilgi olduğundan yine beyan olunan bilgiler ilgili memur ya da makamın başkaca araştırma yapmasını, belge incelemesini gerektirirse veya yalan beyan üzerine memurun kandırılamaması neticesinde doğru şekilde belge oluşturulması durumunda anılan suçun oluşmayacağı açıktır.
    5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kimliği bildirmeme” başlığını taşıyan 40. maddesinin birinci fıkrası “Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir.” 2. fıkrası ise, “... bu kişi kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır.” hükmünü taşımakta olup, bu kabahat fiili ile 5237 sayılı TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Kamu görevlisine görevi nedeniyle resmi bir belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde, TCK’nın 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gerekir.
    TCK"nın 268. maddesinde tanımlanan “başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması“ suçunun oluşabilmesi için ise; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması gerekmektedir.
    İncelenen dosya içeriğine göre; somut olayda yağma suçunun şüphelisi olarak yakalandığında hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla polis memurlarına kendisini gerçekte yaşayan bir kişi olan “Resul Ekinci” olarak tanıtıp, bu kişinin kimlik bilgileri ile suç tutanağı ve savcı görüşme tutanağı tanzim edilmesine sebebiyet veren hükümlü ...‘nin eyleminin, 5237 sayılı TCK"nın 268/1. maddesinde öngörülen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, Büyükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 13.06.2017 tarih ve 2017/3 Esas-2017/368 Karar sayılı ilamına yönelik kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki sanığın üzerine atılı eylemin, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu‘nun 40/1. maddesinde düzenlenen “kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunma“ kabahatini oluşturacağına ilişen istem yerinde görülmediğinden REDDİNE, hükümlünün sabit görülen eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 268/1. maddesinde öngörülen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunu oluşturacağı gerekçesiyle ayrıca kanun yararına bozma istenip istenmeyeceğinin takdir ve ifası için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi