19. Ceza Dairesi 2019/24819 E. , 2020/15650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : HAGB, Mahkumiyet, Nakil Aracının İadesi
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, suçtan zarar gören Gümrük İdaresi vekilinin dilekçe ile katılma talebinde bulunduğu, talep hakkında mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK"nın 260/1. maddesi uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenen Gümrük İdaresi"nin CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
1) 5607 sayılı Yasanın 3/5 maddesine muhalefet suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik incelemede;
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK"nun 231/12. maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yolu açık olup, kararların temyizinin mümkün bulunmadığı cihetle, sanığın ve katılan kurum vekilinin temyiz dilekçesi itiraz mahiyetinde kabul edilerek gereği mahallinde itiraz merciince değerlendirilmek üzere dosyanın incelemeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2) 5607 sayılı Yasanın 3/18 maddesine muhalefet suçundan verilen mahkumiyet ve nakil aracının iadesi kararına yönelik incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre; 5237 sayılı TCK"nin 44. maddesinde "işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişinin, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır." hükmüne yer verilmesi, aynı Kanunun 5. maddesinde ise "...bu kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır" düzenlemesini içermesi karşısında;
Bir fiil ile oluşan birden fazla farklı suçun TCK dışında ceza hükmü içeren özel kanunlarda da yer almasının "fikri içtima" hükümlerinin uygulanmasına engel olmaması, olay tutanağına göre sanığın sevk ve idaresindeki araçta kaçakçılığa konu farklı emvallerden olan çay ve sigaranın ele geçirilmesinden ibaret somut olayda; suça konu gümrük kaçağı eşyaların aynı anda ele geçirilmesi sonucu sanığın hareketlerinin tek bir fiili oluşturması, kaçakçılığa konu malların aynı türden olmamasının sanığın hareketlerini bir fiil olmaktan çıkarmaması, ancak kaçakçılığa konu emvallerin farklı türden olması durumunda TCK’nin 3/1. maddesi ve TCK’nin 61/1. maddesi gereği "cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi" kapsamında ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla; sanığın eyleminin TCK’nun 44. maddesi yollaması ile bir bütün halinde 5607 sayılı Kanun"un 3/18. maddesi kapsamında kaldığı halde ele geçen sigara yönünden 3/18. maddesi gereğince mahkumiyetine, çay yönünden ise 5607 sayılı Kanun’un 3/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek ayrı ayrı hüküm kurulduğu görülmüş ise de; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraza tabi bulunması sebebiyle bu hususun itiraz merciince değerlendirilmesi mümkün görülerek yapılan incelemede;
Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle;
A-) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, katılan kurum vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
B-) Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 62. maddesi ile değişik 5607 sayılı Kanun"un 5. maddesi uyarınca, kovuşturma aşamasında ""etkin pişmanlık"" hükümlerinin uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre;
1) Sanığın sevk ve idaresindeki araçta ambalajında bandrol bulunmayan 990 karton sigara ele geçirilen uyuşmazlıkta suça konu eşyanın miktarı itibarıyla temel cezada teşdit uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
3) TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun" sanığın kendi altsoyu haricindekiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
4) Suça konu eşyaların 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK.nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi ve müsadere ile yetinilmesi gerekirken tasfiyesine de karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan kurum vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. Maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 18/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.