3. Ceza Dairesi Esas No: 2020/15014 Karar No: 2021/251 Karar Tarihi: 05.01.2021
Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/15014 Esas 2021/251 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)3. Ceza Dairesi 2020/15014 E. , 2021/251 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi kapsamında yer alan “Basit Kasten Yaralama” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının "dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına" ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2) Mağdurdaki yaralanmanın olay günü gece saatlerinde ve sabah saatlerinde olmak üzere araya zaman aralığı girecek şekilde gerçekleştiğine ilişkin mağdur anlatımından başka delil bulunmadığına göre sanığın eyleminin tek olup aynı zamanda gerçekleştiğinin kabulü ile karar verilmesi gerekirken sanığın kasten yaralama fillirenin hem gece hem de sabah ayrı ayrı gerçekleştiğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule ve uygulamaya göre de; 3) Kasten yaralama suçunda 5237 sayılı TCK"nin 43/3. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden sanığın mağdura karşı iki ayrı zamanda gerçekleşen eylemlerinin iki ayrı kasten yaralama suçunu oluşturacağı ve her bir kasten yaralama suçundan ayrı ayrı cezalandırılması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılarak 5237 sayılı TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 05.01.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.