Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/3922 Esas 2011/20646 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3922
Karar No: 2011/20646

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/3922 Esas 2011/20646 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen bir kararın temyiziyle ilgili olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemenin hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak sonuca gitmesi nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borçlunun itfa itirazı incelenerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ödeme belgesi olarak sunulan makbuzlardan, takip dayanağına açıkça atıf yapılmadığı için ödemenin takip dayanağı bono bedelleri karşılığı gönderildiği kabul edilememiştir. Bu nedenle, bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararın İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri açıklaması:
- İİK'nın 169/a-1 maddesi: icra hakimliğinde borçlu, borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir.
- İİK.366. maddesi: Yargıtay, temyiz incelemesi son
12. Hukuk Dairesi         2011/3922 E.  ,  2011/20646 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 07/12/2010
    NUMARASI : 2010/1025-2010/1476

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Dairemizin 22.06.2010 tarihli ilamı ile " ... mahkemece, İİK. nun 169/a maddesi uyarınca borçlunun itfa itirazı incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, itfa itirazı konusunda inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir" gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulduğu görülmektedir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda sonuca gidilmişse de, bilirkişi raporunun hükme esas almaya elverişli olmadığı görülmektedir. Zira, bilirkişi raporunda, göndericisi A.Z. alıcısı Y. S. olan 31.12.2007 ve 16.1.2008 tarihli makbuzlarda belirtilen miktarlar 500" er TL olmasına rağmen, her iki ödeme belgesinin de ayrı ayrı 1.000 TL kabul edilerek bu miktarlar üzerinden hesaplama yapıldığı görülmektedir. Diğer yandan İİK"nın 169/a-1 maddesi gereğince icra hakimliğinde borçlu, borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede takip dayanağına açıkça atıf yapılması zorunludur. Somut olayda ödeme belgesi olarak sunulan makbuzlardan, göndericisi Y.S.olan 03.07.2008 tarihli Bankamatik havale makbuzunun incelenmesinde, takibe konu bonolara herhangi bir atıf yoktur. Alacaklının bu ödemenin takip dayanağı bono bedelleri karşılığı gönderildiği yolunda kabulü de bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunda bu makbuzun da ödeme belgesi olarak kabul edilerek hesaplamada dikkate alınması doğru değildir.
    O halde mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi, gerekirken hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak sonuca gidilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.