12. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/4303 Karar No: 2011/20645
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/4303 Esas 2011/20645 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun imzanın kendisine ait olmadığını belirterek takibin iptali istemi ile gecikmiş itiraz yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. Kararda, İİK (İcra ve İflas Kanunu)'nun 170/3. maddesiyle belirtilen şekilde icra mahkemesinin borçlu imzayı inkar ettiğinde borçlunun lehine karar vermesi gerektiği ancak bu konuda imza incelemesi yapılmadan bir karar alındığı ifade edilmiştir. Bu nedenle kararın düzeltilmesi gerektiği belirtilerek, takibin itiraz eden borçlu bakımından durdurulması şeklinde değiştirilmesi kararlaştırılmıştır. Kanun maddesi detaylı olarak açıklandığında, İİK.nun 170/3. maddesi borçlunun inkar ettiği imzanın kendisine ait olmadığının kabul edilmesi durumunda itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirtmektedir. İnkara dayalı tazminatın borçluya %40 oranında alacağından az olmaması gerekmektedir. Maddede ayrıca, alacaklının senedi takibe koyarken kötü niyeti veya ağır kusuru bulunması durumunda alacaklının tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilebileceği belirtilmektedir.
12. Hukuk Dairesi 2011/4303 E. , 2011/20645 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/12/2010 NUMARASI : 2010/670-2010/1186
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, dayanak senetteki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek takibin iptali istemi ile gecikmiş itiraz yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 170/3. maddesine göre; "İcra mahkemesi, 68/a maddesinin 4. fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip (İİK.170/2. fıkrasına göre) durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın %40"ından aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilir ve itiraz reddedilir." Aynı maddenin son fıkrasında ise "İcra mahkemesi, itirazın kabulüne karar vermesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, mahkemece, herhangi bir imza incelemesi yapılmaksızın sonuca gidildiği anlaşıldığından alacaklının tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmekte ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Ankara 12. İcra Mahkemesinin 16/12/2010 tarih ve 2010/670 E.- 1186 K. sayılı kararının hüküm bölümünün birinci bendinde yer alan "İİK.nun 169/a-5 maddesi gereğince takibin davacı bakımından durdurulmasına, İİK.nun 169/a-6.maddesi gereğince asıl alacak 19.750,00- TL.nin %40"ı oranındaki tazminatın davalı-alacaklıdan alınarak davacıya verilmesine” sözcüklerinin karar metninden çıkarılmasına, yerine “ İİK.nun 170.maddesi gereğince takibin itiraz eden borçlu bakımından durdurulmasına” sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekli ile İİK.366. ve HUMK.438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 27/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.