2. Hukuk Dairesi 2015/15545 E. , 2016/7180 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 11. Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece davalı-davacı kadın ağır kusurlu bulunarak boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre, davalı-davacı kadının eşine “sen orospu çocuğusun, pezevenksin, gavatsın, oh annene nasıl vurdum, sen erkek değilsin, karı kılıklı, etek giy de gez, senin gibi pisliğe ben çocuk verdim” şeklinde ağır hakaretlerde bulunduğu, davacı-davalının kız kardeşi ... evlerine gittiğinde “orospu evden çıkıp gider misin?” dediği, davacının annesine “sen telefonumu niye karıştırıyorsun, yalancısın” dediği yine annesi ve kız kardeşi ..’a “siz orospuluk yapıyorsunuz” dediği, kapıyı yumrukladığı, kayınvalidesini kovduğu, davacı-davalı erkeğin ise, annesinin davalıya şiddet ve hakaretine sessiz kaldığı, eşyalarını alıp birlikte yaşamaktan kaçınmak amacıyla evi terk ettiği, kira sözleşmesini feshettiği, elektrik ve su aboneliklerini iptal ettirmek suretiyle birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen olaylara göre taraflar eşit oranda kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu halde, hükmün kusura ilişkin gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. (HUMK m 438/son)
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple kusura ilişkin gerekçesi düzeltilerek ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.11.04.2016(Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Davacı tanık beyanlarında geçen bir kısım olaylardan sonra tarafların barışarak bir araya geldikleri, sayın çoğunluğun bozma kararında geçen "sen orospu çocuğusun, pezevenksin, gavatsın, oh annene nasıl vurdum, sen erkek değilsin, karı kılıklı, etek giy de gez, senin gibi pisliğe ben çocuk verdim” şeklindeki ağır hakaretlerinden sonra evlilik birliğinin devam ettiği, bu nedenle davacı yanca bu vakıaların affedildiği en azından hoşgörüyle karşılandığı anlaşılmaktadır. Yapılan yargılama ve toplanan delilerden tarafların barışmalarından sonra davacı-davalı erkeğin eşini ölümle tehdit ettiği, hakaret edip, aşağıladığı, ortak evin elektrik ve su aboneliklerini kestirdiği, ev sahibine kira sözleşmesinin sona erdiğini söyleyip, eşyalarını alıp evden ayrılarak birlikte yaşamaktan kaçındığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, annesinin eşine şiddet uygulamasına ve hakeretlerine sessiz kaldığı, davalı-davacı kadının ise eşine ve kayınvalidesine ağır hakaretlerde bulunduğu, eşinin annesini evden kovduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu vakıalara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkek, kadına oranla ağır kusurludur. Bu husus gözetilmeden kadının ağır kusurlu olarak kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile yoksulluk nafakası (TMK m. 175) taleplerinin reddi doğru olmadığından sayın çoğunluğun kusur yönünden düzelterek onama görüşüne katılmıyoruz.