18. Ceza Dairesi 2016/14900 E. , 2018/16349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yaralama, tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-) Sanık ... hakkında yaralama suçundan kurulan hükümler ile sanık ... hakkında mağdur Rüstem Yükselen’e karşı yaralama suçundan kurulan hükümde öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca, sanıklar ... ve ...’ın tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2-) Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Kamu görevlisine hakaret suçundan adli para cezasının doğrudan TCK"nın 125/3-a fıkrası gereğince belirlenmesi gerektiği ve aynı fıkra gereğince de adli para cezasının alt sınırının 365 gün olduğu gözetilmeksizin, temel cezanın alt sınırdan tayin edildiği belirtilmesine karşın 360 gün adli para cezasına hükmedilerek eksik ceza tayin edilmiş ise de, aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından, sanık ...’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
3-) Sanık ... hakkında hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerle sanık ... hakkında ...’a karşı yaralama suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Sanık ... hakkında ...’a karşı yaralama eyleminden düzenlenen iddianamede; sevk maddelerinin TCK"nın 86/2-3-c-e, 35. maddesinde gösterilip yaralamaya teşebbüs etme suçundan hüküm kurulması istendiği halde, CMK"nın 226. maddesi gereğince ek savunma hakkı da tanınmadan, tamamlanmış yaralama suçundan hüküm kurulması,
b) Sanık ...’ın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmiş mahkumiyet hükmü niteliğinde olmaması ve 6545 sayılı Kanunun 72. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 231. maddesinin 8. fıkrasına eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki yasal düzenlemenin de suç tarihinde yürürlükte bulunmaması karşısında, CMK"nın 231/6. maddesi uyarınca, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapıldıktan sonra, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıyla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden “Sanık hakkında daha önce verilmiş bir hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar bulunduğu” biçimindeki yasal olmayan gerekçeyle, CMK’nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
c) Sanık ... hakkında seçimlik ceza öngören hakaret ve yaralama suçlarından kurulan hükümlerde adli para cezası tercih edilmesine rağmen, tehdit suçundan kurulan hükümde verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesi suretiyle hükümlerde gerekçesiz bir şekilde çelişki oluşturulması,
d) Sanık ... hakkında tehdit suçundan hüküm kurulurken uygulama maddesinin TCK’nın 106/1-1. cümlesi yerine 125/1. fıkrası olarak yanlış gösterilmesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
e) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.