(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2020/3689 E. , 2021/1930 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İli ... İlçesi... Mahallesi çalışma alanında 1975 yılında yapılan tapulama çalışmalarında dava konusu yeride içine alacak şekilde 81 nolu parsel tapulama parseli olarak tespit edilerek haritasına işlenmiş, Orman İdaresinin itirazı üzerine, komisyon kararı ile 81 nolu parselin orman sayılan yerlerden olduğundan bahisle tescil harici bırakılmasına karar verilmiş, ancak 81 nolu parsel, 1979 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışmalarında tahdidin dışında bırakılmış, 1984 yılında tapulama harici yerlerin tescili işlemi sırasında dava konusu taşınmazın bir bölümü ile tescil harici bırakılan taşınmazlar 1030 parsel numarası ile... Devlet Ormanı olarak tapuya tescil edilmiş, 2010 yılında yörede 6831 sayılı Kanun"un 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulama çalışmaları başlatılmış, davalı yerin de kısmen içinde bulunduğu 1030 parsel, 6831 sayılı Kanun"un 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Davacı irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda mirasçılardan birinin tek başına tescil isteyemeyeceğine, tüm mirasçılar adına tescil istenmediği, taksim olgusuna ilişkin bir delilin de ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 18.02.2016 tarih, 2015/4576 Esas, 2016/1964 Karar sayılı ilamı ile ""Mahkemece yapılacak inceleme ve araştırma sonucu taksim olgusunun varlığı ispat edilecek olursa; dava konusu taşınmazın taksim sözleşmesi sonucu davacıya düştüğü belirlendikten sonra işin esasına girilip usûlünce yapılacak inceleme ve araştırma sonucu bir karar verilmesi gerekmektedir. Şayet; davacı taraf yararına taksim olgusunun varlığı ispat edilemezse dava konusu taşınmazın elbirliği hükümlerine tâbi olduğu kabul edileceğinden ve elbirliği mülkiyetine tâbi bir taşınmazda tescil davasını mirasçılardan biri açmış olsa dahi, tüm mirasçılar adına tescil istendiği takdirde istemin dava konusu edilebileceği, oysa eldeki davada davacının taşınmazın tamamının kendi adına tescilini talep ettiği anlaşıldığından ve taksim olgusu ispatlanamadığından tereke malı durumundaki taşınmazın mirasçılardan birinin kendi adına tescili isteminin yasal olarak dinlenme olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi"" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli 81 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve Orman İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, zilyetlikten edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Dava, Hazine ve Orman İdaresi aleyhine açılmış ... yargılama sırasında davaya dahil edilmiş olup, hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca davalı köyün tüzel kişiliği kalktığı için, mahalle olarak bağlı olduğu ... İlçe Belediye Başkanlığı ve ... Büyükşehir Belediyesi"nin de davada taraf olması gerektiği gözden kaçırılmıştır. Bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysaki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün değildir. Ayrıca dava konusu taşınmazın 1030 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde mi yoksa tescil harici bırakılan alanda mı kaldığı belirlenmemiştir. Hükümde 81 nolu parselin davacı adına tesciline karar verilmiş ise de komisyon kararı ile 81 nolu parselin orman sayılan yerlerden olduğundan bahisle tescil harici bırakıldığı halen bu parsel numarasında bir parsel bulunmadığı dikkate alındığında hükmün bu haliyle infazının mümkün olmadığı, kaldı ki 2013 yılında yapılan keşif neticesinde alınan fen bilirkişi raporunda davacının talebinin eski 81 nolu parselin tamamına yönelik olmadığı (A) harfi ile gösterilen 2.902,00 metrekarelik bölümüne ilişkin olduğu da dikkate alınmamıştır.
Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle, 6360 sayılı Kanun uyarınca ... İli"nin mülki sınırlarının büyükşehir belediyesi sınırı olarak belirlendiği, büyükşehir sınırlarındaki köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliklerinin sona erdiği dikkate alınarak, ... Belediye Başkanlığı ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nı davaya dahil etmesi için davacıya süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalılardan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalıdır. Daha sonra eski 81 nolu parselin kadastro paftası ile 1030 parsel sayılı taşınmazın çapı getirilerek davacının talep ettiği bölümün tescil harici alanda kalıp kalmadığı belirlenerek davanın tapu iptali ve tescil davası olarak mı, yoksa tapusuz taşınmazın tescili istemine mi ilişkin olduğu belirlenerek, davanın niteliğine göre gerekli bilgi ve belgeler toplanarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.