1. Hukuk Dairesi 2015/56 E. , 2017/2930 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı maliki olduğu 16791 parselde kayıtlı 22 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/753 Esas sayılı dosyası ile el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açtığını, bu dosyadaki bozma ilamında; 07/09/2006 tarihinden dava tarihi olan 14/11/2006 tarihine kadar hesaplanacak ecrimisil ile birlikte el atmanın önlenmesi kararı verilmesi gerektiğinin belirtildiğini ileri sürerek dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın derdest olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, 17.04.1999 tarihli sözleşme nedeniyle kendisine hapis hakkı tanınmasını istemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile 19.1.2007-18.1.2012 tarihleri arasındaki 5 yıllık 16.316,28-TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/753 Esas sayılı dosyasında asıl dava el atmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava ise sözleşmeye dayalı alacak isteğine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın; el atma isteği yönünden kabulüne, 14.11.2006 tarihinden önceki dönem için talep olunan ecrimisil bakımından ise feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve asıl davanın Yargıtay denetiminden geçerek 13.3.2014 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasındaki 17.4.1999 tarihli harici sözleşmede davacının davalıdan ödünç olarak 80.000 USD aldığı, karşlığında yaptırdığı inşaattan bir daireyi davalıya vermeyi, ayrıca aldığı parayı iade etmeyi, yerine getirmezse de 1995 yılından itibaren davalının oturduğu dava konusu taşınmazın tapusunu devredeceğini ve bir takım cezai şartı ödeyeceğini taahhüt ettiği, 04.01.2007 tarihli karşı davada; davalının 17.04.1999 tarihli ariyet akdinde kararlaştırılan bedelin davacıdan tahsilini talep ettiği ve bu istek bakımından davanın derdest olduğu, 20.04.2013 tarihli ‘’tahliye tutanağı’’ başlıklı belge ile 20.04.2013 tarihinde dava konusu taşınmazın davacıya teslim edildiği anlaşılmaktadır.
O halde 04.01.2007 tarihinde açılan karşı dava gözetildiğinde; davalı tarafından kendisine hapis hakkı tanınması istenemeyeceğinden, mahkemece taşınmazın haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın kullanıldığı saptanarak ecrimisile hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir Reddine,
Davalının öteki temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere; ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın doğalgazlı olduğu, 19.1.2007-18.1.2008 tarihleri arasındaki ilk dönem aylık ecrimisil bedelinin 235TL olarak hesaplandığı ve bu bedele TEFE oranında artırım yapılarak ecrisimisil bedelinin hesaplandığı, ne var ki 20.04.2013 tarihli davacı vekili ve davalının imzalarının bulunduğu tahliye tutanağında dairede kalorifer veya doğalgaz tesisatı bulunmadığının belitildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca; yukarıdaki ilkeler doğrultusunda ve taşınmazda doğalgaz tesisatı bulunmadığı gözetilerek ek rapor ile yeniden hesaplama yaptırılması ve ilk dönem için tespit edilen ecrimisile sonraki dönemler için ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken bu hususları içermeyen bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.