11. Ceza Dairesi 2017/5196 E. , 2017/9012 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : A Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık A...hakkında mahkumiye Sanık ... hakkında beraat
I-Sanık... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik, sanık... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik, diğer sanık ... müdafiinin hükmü temyiz yetkisi bulunmadığı cihetle, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gerekli 1412 sayılı CMUK‘nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında verilen beraat ve sanık... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan vekili ile sanık... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1-Sanıklardan... tarafından aralarındaki ticari ilişkiye istinaden katılan namına keşide edilen suça konu çekin, katılan tarafından da cirolanarak ...‘ne verildiği, çek bedelinin sanık tarafından ödenmesi üzerine çekin bu şahıs tarafından sanığa iade edildiği, sanığın çekin üzerindeki “17.06.2011“ şeklinde yazılmış olan keşide tarihini, “17.09.2011“ olarak tahrif ederek ve çekin ön yüzündeki diğer yazıların üzerinden aynı kalemle geçerek keşide tarihi kısmını parafladığı, çekte bulunan katılana ait ciroyu karalamaksızın borcuna karşılık çeki diğer sanık ...‘a verdiği, sanık ... tarafından da çekin bu durumu bilinerek katılan ve sanık... aleyhine icra takibine konu edildiği iddiasıyla açılan kamu davasında; çekin yasal unsurları yönünden mahkemece herhangi bir inceleme yapılmamış olması, sanık...‘ın aşamalarda alınan savunmalarında ve 15.01.2016 tarihli dilekçesinde, sanık ...‘u tanımadığını, aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, suça konu çeki ...‘ndan aldıktan sonra üzerine ödendi kaşesi vurarak şirket kasasında muhafaza ettiklerini, çek üzerinde herhangi bir tahrifat yapmadığını, işlerinin bozulmasından sonra şirketinin dağıldığını, suça konu kasasında bulunan çekin bir şekilde sanık ...‘un eline geçmiş olabileceğini, çek üzerindeki parafta bulunan imzanın kendisine ait olmadığını, çekin ön yüzündeki ödendi kaşesine ilişkin çekin arka yüzünde banka tarafından yazılmış gibi görünen yazının banka ile ilgisinin bulunmadığını, çeki kendisinin sanık ...‘a vermiş olması durumunda çekte cirosunun bulunmasının gerekeceğini beyan etmesi, sanık ... tarafından sanık... ile aralarındaki ticari ilişkiye istinaden yazılı herhangi bir belge ibraz edilmemiş bulunması, tanık olarak dinlenilen ... ve ...‘nın sanıklar arasındaki ticari alışverişin devre mülk satışından kaynaklandığını beyan etmelerine karşın, sanık ...‘un savunmalarında bu husustan bahsetmemesi, katılanın çekten kaynaklanan borca karşılık kendisine devremülk vermeyi taahhüt ettiğini bildirmesi ile tanık beyanları ve sanık ...‘un savunması arasındaki bu çelişkinin mahkemece giderilmemiş olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu çek aslı celp edilerek incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması, yasal unsurları taşıyıp taşımadığı, aldatma yeteneğinin ne şekilde gerçekleştiğinin karar yerinde tartışılması, çekin arka yüzünde Finansbank A.Ş. Afyonkarahisar Şubesi tarafından vurulan 20.09.2011 tarihli karşılıksız kaşesi üzerinde el yazısıyla yazılan “iş bu çekin ön yüzündeki tahsil kaşesi sehven vurulmuştur“ şeklindeki ibarenin banka yetkilileri tarafından yazılıp yazılmadığının ilgili banka şubesinden sorulması, banka tarafından yazılmadığının belirlenmesi halinde çekin ön yüzündeki keşide tarihi yanında bulunan paraf imzası ile birlikte arka yüzdeki bu yazının da sanıkların eli ürünü olup olmadıkları yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, sanık ...‘un yeniden beyanı alınarak tanıklar ... ve ...‘nın beyanlarında geçen hususların sorulması ile sanık ... ile aralarındaki ticari ilişkinin açıklattırılması ve varsa buna ilişkin belgelerin dosyaya sunulmasının istenilmesinden sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı
2-Kabule göre de; sanık... hakkında kurulan mahkumiyet hükmü yönünden, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasının, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.