22. Hukuk Dairesi 2015/35762 E. , 2018/19046 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalı bankanın ... ve ... şubelerinde çalıştığını, şube işlem yetkilisi ve bireysel müşteri ilişkileri yetkilisi olarak çalıştığı dönemde fazla çalışma yaptığını, ancak bu çalışmalara ait ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işyerinde fazla çalışma yapmadığını, fazla çalışma yaptığı kabul edilse bile taraflarca fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğunun kararlaştırıldığını, davacının ücreti dışında satış primi de aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağı bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı fazla çalışma yaptığını ispatlamak üzere tanık deliline ve devir teslim defterine dayanmış, davalı tarafın da devir teslim defteri içeriğine herhangi bir itirazı olmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, devir teslim defteri ile tanık beyanları birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacının tüm çalışma dönemi için ortalama bir fazla çalışma süresi belirlenerek sonuca gidilmiştir. Ne var ki dosyada mevcut devir teslim defterleri davacının tüm çalışma dönemini kapsamamakta olup, mahkemece bu hususun göz önüne alınmaması hatalıdır. Yapılması gereken iş, devir teslim defterlerinin bulunduğu dönem yönünden bu defterlere itibar edilerek, defter bulunmayan dönem için ise tanık beyanlarına göre değerlendirme yapmak suretiyle fazla çalışma yapılıp yapılmadığını belirlemektir. Ayrıca bu değerlendirme yapılırken, kayda dayalı olarak belirlenen fazla çalışma ücreti yönünden indirim yapılmaması, tanık beyanlarına göre belirlenen fazla çalışma ücretinden ise mahkemece uygun görülecek miktarda indirim yapılması gerektiği dikkate alınmalıdır. Dosya kapsamına göre mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen fazla çalışma alacağından bir miktar indirim yapılarak hüküm kurulduğu anlaşılmakta ise de, bu indirimin hangi gerekçe ile hangi oranda yapıldığının belirtilmemesi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine aykırı olup, Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin karar verilmesi yerinde değildir.
Ayrıca, tanık beyanlarına göre fazla çalışma süresinin belirlenmesi halinde, tanıkların davacının çalışma düzenini bilen ve gören kimseler olması gerektiği açıktır. Somut uyuşmazlıkta, davacının iki ayrı şubede görev yaptığı, beyanına itibar edilen davacı tanıklarının ise davacı ile birlikte çalıştıkları sürenin sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları süre açıklığa kavuşturularak sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken, tanıkların davacının tüm çalışma dönemi hakkında bilgi sahibi olduklarının kabulü ile buna göre fazla çalışma süresinin belirlenmesi doğru olmamıştır.
Davacı dava dilekçesinde hafta içi günlük çalışma düzeninin 08.30-08.45 ile 19.00-19.30 şeklinde olduğunu, cumartesi günleri ise 10.30-18.00 saatleri arasında çalıştığını bildirdiği halde, Mahkemece hafta içi 20.00‘ye kadar çalıştığının, cumartesi günleri ise 10.00’da işe başladığının kabulü hatalıdır.
Kabule göre de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda günlük çalışma süresi on bir saat on beş dakika belirlendiği halde, bu süreden bir buçuk saat yerine bir saat ara dinlenme süresi mahsup edilmesi ayrı bir hatalı yöndür.
Yukarıda belirtilen sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 18.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.