3. Hukuk Dairesi 2017/12263 E. , 2018/10857 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, idarenin elemanları tarafından mahallinde yapılan incelemelerde, kaçak su kullanıldığının tespit edildiğini ve bu durumun tarifeler yönetmeliğinin 38. ve 39. maddelerine istinaden, kaçak ve usulsüz su kullanım tutanağı ile zabıt altına alınarak ilgililerine tebliğ edildiğini, davalıların adreslerini su kullanırken su bedellerini ödemeden terk ettiklerini, davalı ... "ın, ...nolu sözleşmenin sahibi olduğunu, diğer davalı ... "in ise kiracı olarak söz konusu adreste bulunduğunu ve sözleşmenin fiili kullanıcısı olduğunu, dava tarihi itibariyle 32,84 TL kaçak su bedeli, 3.322,47 TL su bedeli, 5.248,57 TL gecikme cezası ve 18,15 TL ÇTV borcu ve 34,27 TL ÇTV cezası olmak üzere toplam 8.656,30 TL borçlarının bulunduğunu, davalıların dava konusu sözleşmenin hem tarafı hem de kullanıcısı olduğundan söz konusu bedelden mesul olduklarını, bu nedenlerle toplam 8.656,30 TL alacağın tahsiline, dava tarihinden itibaren asıl alacak kısmı olan 3.373,46 TL ye yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ..., davacının belirttiği adreste hiç oturmadığını, herhangi bir kira sözleşmesi de imzalamadığını, ... isimli bir ev sahibinin hiç olmadığını, dolayısı ile ID 1003713-4 nolu sözleşmenin fiili kullanıcısı konumunda hiç olmadığını, muhtemelen isim karışıklığı nedeni ile aleyhine açılan davadaki iddiaları kabul etmediğini, icra takibine yapılan itirazın yanlış anlaşılma neticesi ile yapıldığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Diğer davalı ..."a usulüne uygun ilanen tebligat yapıldığı fakat davaya katılmadığı anlaşılmıştır.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, normal ve kaçak su kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen bedelin tahsiline ilişkindir. Abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden davalı abone, tesisatta kullanılan su bedelinden, davacı şirkete karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, sayacın muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber şirkete karşı kullanılan su bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. Davalı davacının su abonesidir ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
Somut olayımızda, davalı ... vekili tarafından sunulan dilekçedeki, davalının davaya konu yeri ... kafe olarak işlettiği, abonelik sözleşmesinin ... adına olduğu, su bedellerinin ev sahibine ödendiği, borçtan sorumlu olmadığı yönündeki beyanlar, ... İcra Mahkemesi"nin 2006/136 Esas sayılı davalının davaya konu yerden tahliyesine ilişkin karar ile davalının davaya konu yerde kafeterya işlettiğinden dolayı 19.02.2003 ve 30.06.2006 tarihleri arası mükellef olduğuna ilişkin vergi dairesinden gelen yazı cevabı birlikte değerlendirildiğinde, davalı ..."nin davaya konu yerde kiracı olduğu ve fiili kullanıcı olarak su kullanımından sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Davalı ... ise, abonelik sözleşmesinin tarafı olarak abonelik sözleşmesi iptal edilmedikçe sözleşmeden kaynaklı borçlardan sorumludur.Mahkemece, talebin kaçak su kullanımından kaynaklı olduğu, dosya içerisinde kaçak su tutanağının olmadığı, davacı kurumdan gelen yazıda da kaçak su tutanağına ulaşılamadığının bildirildiği, davalı ... kiracı kabul edilse dahi diğer davalı abone ... ile kaçak su kullandıklarına ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Halbuki dava dilekçesindeki talep ve dosya tetkikinden dava konusu alacağın 2000-2006 yılları arası ödenmeyen faturalar ile kaçak su kullanımından oluştuğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca mahkemece, kaçak su tutanağı ile alacak kalemlerini oluşturan faturaların dosya içerisine alınması için davacı şirkete tekrar yazı yazılarak, abone ... ve fiili kullanıcı ..."in sorumlu olduğu tüketim miktarının konusunda uzman bilirkişiye tevdi ile şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekirken talebin yalnızca kaçak su kullanımından kaynaklandığına dair yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.