14. Hukuk Dairesi 2014/17081 E. , 2016/1980 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.01.2006 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, 4 adet bağımsız bölümle ilgili ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı, 1506 no"lu parsel üzerinde kat irtifakı kurulu binada zemin kat 3 ve 4 no"lu anbarlar ile birinci katta 5 no"lu ikinci katta 7 no"lu dairelerde davalı ile iştirak halinde malik olduklarını belirterek ortaklığın satış yoluyla giderilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı cevabında; 5 no"lu bağımsız bölümün kendisine ait olduğunu bu konuda tescil talepli dava açacağını bekletici sorun yapılmasını ve diğer taşınmazlarla ilgi olarak TMK"nın üçüncü bölümündeki, mirasın paylaşılması ile ilgili hükümlerin gereklerine göre paylaştırılmasını istemiştir.
Tapu kayıtları incelendiğinde; dava konusu bağımsız bölümlerin elbirliği mülkiyet hükümlerine göre davacı ve davalı adına tapu da kayıtlı olduğu ve teknik bilirkişilerce hazırlanan raporlara göre, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/A maddesi uygulaması sonrasınada 452 ada 17 parsel olarak kayıt altına alındığı anlaşılmıştır.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi mallarda paydaşlar veya ortaklar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, birlikte mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Dava konusu 2 adet anbar ve 2 adet bağımsız bölüm tarafların ortak murisi ..."den veraseten intikal etmiştir.
4721 sayılı TMK"nın 642/2 maddesi uyarınca "Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hakim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır."
650. maddesinde ise "Mirasçılar, tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluştururlar.
Anlaşma olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hakim, yerel adetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu göz önünde bulundurur.
Payların özgünlenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur"a çekilir." hükmü yer almaktadır.
642. maddesinin gerekçesinde de bu düzenlemenin uygulamada terekede yer alan değerlerin her birinin ayrı ayrı ele alınması nedeniyle aynen paylaşılmasının mümkün olmadığı, bunun da taşınmazların el değiştirmesine ve mirasçıların miras bırakanın terekesinden uzaklaştırılmasına sebep olduğu gözetilerek getirildiği açıklanmıştır. Bu hükümlerden açıkca anlaşılacağı üzere hakim miras yoluyla intikal eden terekenin tamamı veya terekedeki malların her birinin gözönünde tutarak olanak varsa taşınmazların her birinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırma yapılabilir. Yargıtay HGK"nın 27.04.2011 günlü 2011/6-55 Esas, 2011-222 Karar sayılı ilamında da TMK 642 ve 650. maddelere göre uyuşmazlığın çözümü öngörülmüştür.
Dört adet bağımsız bölümün ortaklığının giderilmesi istendiğine ve davacı ile davalı veraseten iştirakli bulunduğuna göre mahkemece öncelikle son tapu kayıtları celb edilerek bağımsız bölümlerin herbirinin bir paydaşa düşecek şekilde gerekirse ivaz ilavesi suretiyle aynen taksiminin mümkün olup olmadığı uzman bilirkişiler aracılığı ile araştırılarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.