10. Hukuk Dairesi 2018/618 E. , 2018/6051 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun ve emekliliğe hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, 15.01.1987-20.02.1991 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun, prim borcunun bulunmadığının ve sonraki yıllara ait sigortalılık sürelerinden feragatle emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum, kurum işlemlerinin yasa ve usule uygun olduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Yerel Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince; inceleme konusu davayla ilgili olarak;
Davacının, tahsis talep tarihi itibariyle toplam 2495 gün sigortalı hizmetinin bulunduğu, davacı durdurulan Esnaf Bağ-Kur sigortalılığına ait hizmet süresinin tamamını ihya etmediğinden Bağ-Kur süresinin yaşlılık aylığında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, 3600 gün prim ödeme şartını yerine getirmeyen davacının tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu, bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun oy birliği ile esasdan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı avukatı, sigortalılığın başladığı tarih dikkate alındığında yaş şartı ve ihya edilen sürelerin davacının diğer sigortalılık süresine eklenmesi ile emeklilik koşullarının tamamı sağlandığından emekliliğe hak kazanıldığı ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacı asil ve davacı vekilinin karardan sonra verdiği dilekçe ile davasından feragat ettiği anlaşılmaktadır.
Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 307 ila 312. maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 91 ila 94. maddelerinde) düzenlenmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Temyiz edilen ve fakat henüz temyiz Dairesince görüşülmeyen bir karar, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat mümkündür.
Hâkim, gördüğü davada tahkikatı bitirip hüküm kurduktan sonra davadan elini çekmiş olur ve kural olarak dava sonunda verilen karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası ile ilgili hiç bir karar veremez.
Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hâkim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında (örneğin Hukuk Genel Kurulunun 21.10.1981 gün 1981/2-551, 1981/683 ve 02.06.1982 günlü 1982/376-547 sayılı Kararları ile 11.04.1940 gün ve 1939/15-1940/70 sayılı tevhidi içtihat Kararının gerekçesinden esinlenen uygulama) hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay"ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir.
Bu itibarla, somut olayda davacı asilin ve davacı vekilinin 23.11.2016 tarihli karardan sonra verdiği dilekçe ile feragat edildiği açıkça ve koşulsuz olarak bildirdiğinden, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 26.06.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.