Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK"nun 153. maddesindeki koşulların oluşması halinde ipotek borçlusu ipoteğin çözülmesi için icra dairesine doğrudan başvurabilir. İlerde gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edilen M.K."nun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlanabilir. M.K."nun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan toplam borç miktarının bu miktarı aşması mümkün değildir. HGK"nun 1989/11-294 E, 1989/378 K. ve 24.05.1989 tarihli kararında da yukarıdaki kural benimsenmiştir. İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktarla sorumludur.
Somut olayda 15.11.1989 tarih ve 13846 yevmiye nolu ipotek akit tablosunun incelenmesinde taşınmazın 50/760 hissesinin maliki S.B."ın taşınmaz üzerine inşaa edilecek kargir apartmanda kendisine tahsis edilecek olan bağımsız bölümün inşaat harcamalarının teminatını teşkil etmek üzere hissesini 40.000.000 (kırkmilyon) TL bedelle ikinci derecede (15) ay müddetle faizsiz olarak Y.B.lehine ipotek ettiği görülmektedir. İİK"nun 153. hükümlerine göre ipoteğin fekkini isteyen N. K.07.10.2002 tarihinde taşınmazı tapuda satın alan yeni maliktir. İpotek akit tablosu içeriğine ve yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca düzenlenen ipoteğin üst sınır (limit) ipoteği olduğu ve borçlunun ipotek limit miktarı olan 40 TL"yi yatırdığından icra mahkemesince ipotek kaydının terkini yönünde karar verilmesi gerekirken, ipoteğin 40 TL 15 ay müddetle faizsiz tesis edildiğinden 15.11.1989 olan ipotek tarihinden 15 ay sonrasında takibe kadar oluşan işlemiş faizinde icra dosyasına yatırılması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.