2. Hukuk Dairesi 2015/19052 E. , 2016/7153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, tamamına yönelik olarak; davacı erkek tarafından ise, tedbir nafakası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 11.04.2016 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. ..... ile karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Av. ...... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı kadın tanığı ...."ün ikinci tanık listesinde bildirilmiş bulunmasına ve diğer davalı kadın tanığı ...."ın yurt dışında dinlenilmesi için yaptırılması gereken tercümenin verilen kesin süre içerisinde davalı kadın tarafından yaptırılmadığının anlaşılmasına göre,bu tanıkların dinlenilmemesinde bir yanlışlık bulunmamakta ise de, aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (6100 s. HMK m. 255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. O halde, icra takibine ilişkin protokolde de ismi bulunmayan davalı kadın tanığı Yasemin"in, davacı erkeğin eşini aşağıladığına ilişkin ve olaylara çok yakın beyanlarına değer verilmesi gerekir. Mahkemece, eşi aleyhine ekonomik yönden güven sarsıcı davranışta bulunan davalı kadın tamamen kusurlu bulunarak tarafların boşanmasına karar verilmiş ise de, davacı erkeğin de eşini sürekli aşağıladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkeğin de eşit kusurlu bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, davalı kadının tamamen kusurlu kabul edilmesi doğru görülmemiş ise de; verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru bulunduğundan, davalı kadının boşanmaya yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiş (HUMK m.438/son) ve davacı erkeğin tüm, davalı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
2-Yukarıda 1. bentte belirtildiği üzere, boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK.m.175). Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, mevcut mal varlığının kendisini yoksulluğa düşmekten kurtarmayacağı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı kadın yararına geçimi için diğer tarafın mali gücü oranında uygun yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir.
.../...
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilerek ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 1.350,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.04.2016 (Pzt.)