2. Hukuk Dairesi 2015/18570 E. , 2016/7144 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVACI-DAVALI : ...
DAVALI-DAVACI : ...
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı erkek tarafından, davacı-karşı davalı kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, maddi tazminat, velayet, kişisel ilişki ve nafakaların miktarı yönünden; davacı-karşı davalı kadın tarafından ise, davalı-karşı davacı erkeğin kabul edilen davası, maddi tazminat miktarı, reddedilen manevi tazminat, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 11.04.2016 günü duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı ... ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece, davacı-karşı davalı kadının, eşinin akrabalarının müşterek konuta gelmelerini istemediği gerekçesiyle az kusurlu bulunarak, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü suretiyle boşanmaya karar verilmiş ise de, davalı-karşı davacı erkeğin karşı dava dilekçesinde bu vakıaya dayanmadığı anlaşılmaktadır. Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 119/1-e maddesi uyarınca davacı-karşı davalı, dava dilekçesinde davanın dayanağı olan bütün vakıaları sıra numarası altında ve açık özetleriyle birlikte, davalı da aynı Kanunun 129/1-d maddesi gereğince savunmasının dayanağı olan bütün vakıaları sıra numarası altında ve açık özetleriyle birlikte cevap dilekçesinde göstermek zorundadırlar. Bunlar, dava ve cevap dilekçelerindeki talep sonucunun dayanağı olan ve bu talep sonucunu haklı göstermeye yarayan vakıalardır. Ön inceleme aşaması tamamlanıncaya kadar usulüne uygun biçimde bildirilen vakıaların doğru olduğu yargılama sırasında ispat edilirse, tarafların talep sonuçları da bu duruma göre kabul veya reddedilecektir. Kanunda öngörülmüş istisnalar dışında, hakim, iki tarafın birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz (HMK m.25/1). O halde, mahkemece ancak tarafların dilekçelerinde dayandıkları vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabilmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 184. maddesinde "Boşanmada yargılama usulü" ayrıca düzenlenmiş; anılan maddenin ilk fıkrasında ‘"Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir" hükmüne yer verilerek, maddede sayılan istisnalar dışında, boşanma davalarının genel yargılama usulüne tabi olduğu belirtilmiştir. Boşanmada genel yargılama usulünün uygulanmasına ayrık olan kurallar ve uygulanması gereken özel usuller, Türk Medeni Kanununun 184. maddesinde sınırlı olarak belirtilmiş olmasına karşın; bu sınırlamalar ve istisnalar içinde, tarafların dayanmadığı vakıaların değerlendirmede esas alınacağına dair özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Mahkemece, gerekçeli kararda davacı-karşı davalı kadına izafe edilen kusurlu davranışa, davalı-karşı davacı erkek karşı dava dilekçesinde vakıa olarak dayanmamıştır. Mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıalar davacı-karşı davalı kadına kusur olarak yüklenemez. Bu durumda, davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddi gerekirken, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen davacı-karşı davalı kadının boşanma davası ve fer"ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.04.2016 (Pzt.)