11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5011 Karar No: 2017/8979 Karar Tarihi: 14.12.2017
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/5011 Esas 2017/8979 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/5011 E. , 2017/8979 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-UYAP üzerinden yapılan sorgulamada sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan çok sayıda dava açılmış olduğunun, bunlardan bir kısmı hakkında karar verildiği ve bir kısmının da temyiz incelemesinde olduğunun anlaşılması karşısında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve fiil tarihleri de dikkate alınarak; hukuki kesintinin iddianame tarihi itibariyle oluşacağı gözetilip sanığın eylemlerinin ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi ile mükerrer yargılama ve cezalandırılmanın önlenmesi bakımından sanık hakkında benzer eylemlerden açılan tüm dosyalar getirtilip incelenerek mümkünse birleştirilmeleri, değilse bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örneklerinin dosya içerisine konulması, zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazılarının kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne konu olmasının diğer eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı, bu bağlamda sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle münhasıran önceki cezada zincirleme suç hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkacak olan ilave cezaya hükmolunabileceği dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; a-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu"nun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ve Ceza Genel Kurulu"nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurları taşıması gerekir. Yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtecilik yapılması halinde fiil, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. Türk Ticaret Kanunu"nun 688/6 ve 689/4. (suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK"nun 776 ve 777.) maddeleri uyarınca bonoda lehtarın yazılı bulunması zorunludur, dosya içerisinde fotokopisi bulunan suça konu senetlerde "Çevpet Petrol Ürünleri" şeklinde yazılı olan lehdar isimlerinin bir tüzel kişiliği belirtmemesi nedeniyle senetlerin bono vasfını taşımadıkları ve özel belge niteliğinde oldukları ve sanığın eyleminin “özel belgede sahtecilik” suçunu oluşturacağının gözetilmemesi, b-5237 sayılı TCK"nın 53. Maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/12/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.