23. Hukuk Dairesi 2018/1405 E. , 2020/4382 K.
"İçtihat Metni" Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkilinin gıyabında kooperatif üyeliğinden ihracına karar verildiğini, müvekkilinin söz konusu ihraç kararını, 23.01.2014 tarihinde kooperatif başkanı Hasan Postacı"nın imzalı yazısı ile öğrendiğini, ihraç kararından önce kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığını, kooperatife borcunun da bulunmadığını ileri sürerek, 23.08.2004 tarihli ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının kooperatife olan aidat borçlarını ödememiş olması nedeni ile, kendisine çekilen ihtarnamelere istinaden kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, davalının uzun yıllardan beri kooperatif ile irtibat kurmamak sureti ile fiilen kooperatif üyeliğinden de ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ihraç kararına dayanak ihtarnamelerin usulüne uygun olarak davacı tarafa tebliğ edilmediği ihraca konu edilen ihtarnamelerdeki ana para ve faize ilişkin borç miktarının farklı olduğu halde iş bu farklılığın hangi nedenden kaynaklandığının belirtilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 18.04.2018 tarihli 2017/1630 Esas 2018/725 Karar sayılı ilamıyla ihraç kararına dayanak ihtarnamelerde borç miktarlarının farklı olduğu, bu farklılığın nedeninin açıklanmadığı, ana para ve faiz borcunun ayrı ayrı dökümüne yer verilmediği, ihraç kararının da, ikinci ihtarnamede de belirtilen bir aylık süre beklenilmeden verildiği, bu yönlerden ihraç kararının iptali gerektiği ancak davacının en son, 15/07/2001 tarihinde yapılan 2000 yılı olağan genel kurul toplantısına katıldığı, dava tarihine kadar hiçbir genel kurul toplantısına katılmadığı gibi, kooperatifle hiçbir ilişkisi olmadığı, bu süreler boyunca dosyada mevcut kayıtlardan davacının aidat yükümlülüğünün bulunmasına rağmen bu yükümlülüklerin yerine getirdiğine dair delil de sunulmadığı, kendisine bizzat tebliğ edilen 23/06/2004 tarihli ihtarnameden 10 yıl sonra bu davayı açmasının, TMK 2.maddesinde belirtilen iyi niyet kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 17.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi