Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/14598
Karar No: 2019/2022
Karar Tarihi: 27.02.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/14598 Esas 2019/2022 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/14598 E.  ,  2019/2022 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali, Tescil, Katkı Payı Alacağı, Katılma Alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair kararın davacı mirasçıları vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 02.05.2018 tarihli ve 2015/24184 Esas, 2018/11896 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz nedeniyle yarı oranda tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde 11.610,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 22.12.2006 tarihli dilekçe ile talep miktarını artırarak toplam 100.000,00 TL alacağın tahsilini talep etmiştir. Davacı ... yargılama sırasında vefat etmiş olup, mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
    Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile toplam 39.960 TL katkı payı alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı mirasçıları vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairece davalı vekilinin tüm, davacı mirasçıları vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Daire"nin 02.05.2018 tarihli ilamının 2.bendinde gösterilen nedenlerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davalı vekili bu defa dilekçesinde açıkladığı sebeplerle kararın düzeltilmesini istemiştir.
    1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere, HUMK"un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davalı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarına gelince;
    Davacı vekili, dava konusu taşınmazın edinilmesine davacının çalışarak ve kendisine ait evin satışından elde edilen bedelin kullanılması suretiyle katkıda bulunduğunu iddia etmiş, mahkemece dava konusu taşınmazın edinilmesine davacının kendisine ait dava dışı taşınmazın satışından elde edilen para ile katkıda bulunduğu kabul edilerek alacak hesabı yapılmış ve neticede yukarıda yazılı miktara hükmedilmiş olup, karar davacı mirasçıları vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Her ne kadar Dairenin 02.05.2018 tarihli bozma ilamında davalı vekilinin tüm, davacı mirasçıları vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmişse de, dava konusu taşınmazın edinilmesinde davacının çalışarak ve kendisine ait evin satışından elde edilen bedelin kullanılıp kullanılmadığı konusunda mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; mahkemece dosya arasında bulunan hesap hareketlerine göre davalının 8043 148308 351 nolu hesabından 06.11.2000 ve 13.11.2000 tarihlerinde virman yapılan ... nolu hesabın kime ait olduğu da tespit edilerek bu hesap ile dosya arasında bir kısım kayıtları bulunan davacı ile davalıya ait tüm banka hesaplarının, ilk açıldıkları tarihten itibaren tüm hesap hareketlerini gösterir ekstrelerin ilgili bankalardan getirtilerek dosya arasına alınması, gerekirse tüm hesaplar üzerinde, içerisinde bankacı veya mali müşavir bilirkişi ile hesap bilirkişisinin de bulunduğu üç kişilik bilirkişi heyetinden tarafların ve Yargıtay"ın denetimine açık gerekçeli rapor alınması, davacıya ait dava dışı taşınmazın satışından elde edilen bedelin dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanılıp kullanılmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin buna ilişkin temyiz itirazları yerindedir.
    Bundan ayrı, davacı vekili davacının dava konusu taşınmazın edinilmesine çalışarak da katkıda bulunduğunu iddia etmiş olup, dosya kapsamına göre davacı eşin dava konusu taşınmazın edinildiği dönemde çalıştığı ve gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. Çalışarak, düzenli ve sürekli gelire (maaş, gündelik, kar payı vb.) sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin sahip olduğu mal varlığına yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay"ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir. Mahkemece davacının çalışarak gelir elde ettiği hususunun hesaplamada dikkate alınmamış olması doğru olmamıştır. Davacı mirasçıları vekilinin buna ilişkin temyiz itirazları yerindedir.
    Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen tasfiyeye konu mala, eşlerin, hem başka mal varlıkları (ziynet, miras, bağış vb.) kullanılarak, hem de çalışma karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının ileri sürüldüğü durumlarda; öncelikle, tasfiyeye konu malın edinildiği tarih itibarıyla başka mal varlıklarından elde edilen toplu para ile yapılan katkının, dava konusu malın bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanmalıdır. Bundan sonra da, kalan miktara her bir eşin çalışmaları ile elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının kabulü ile oranları ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Buna göre, öncelikle toplu katkının satın alma tarihindeki parasal değeri ile tasfiyesi istenen malın hem edinme bedeli hem de dava tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri ayrı ayrı tespit edilmelidir.
    Dava konusu mal varlığına, başka mal varlıklarından elde edilen toplu para ile yapılan katkının dışında kalan bölümüne eşlerin çalışmaları karşılığı elde edilen düzenli gelirlerle yapılan katkı oranının belirlenmesi bakımından ise; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olunmasına rağmen, çalışılan bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup belirlenerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı saptanmalıdır. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 Sayılı TKM"nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama kendi gelirlerinden düşülerek ayrı ayrı yapabilecekleri tasarruf miktarları tespit edilmeli, daha sonra her bir eşin tespit edilen tasarruf miktarının birlikte gerçekleştirdikleri toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenmelidir. Bulunan bu oranlar, eşlerin çalışmaları karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle tasfiye konusu mal varlığına yaptıkları katkı oranını göstermektedir.
    Yukarıda açıklanan yöntemlerden yararlanılarak ayrı ayrı tespit edilen toplu para ve düzenli gelirlerle yapılan katkı oranları, birleştirmek suretiyle değerlendirilerek, tasfiyeye konu mal varlığının dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, her bir eşin katkı payı alacağı miktarı bulunur.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın edinilmesine davacının kendisine ait dava dışı taşınmazın satışından elde edilen bedelin kullanılıp kullanılmadığı hususu açıklığa kavuşturulduktan sonra, kullanıldığına kanaat getirilmesi halinde hem bu bedel hem de davacıya ait gelirler dikkate alınarak, kullanılmadığına kanaat getirilmesi halinde ise sadece davacıya ait gelirler dikkate alınarak, yukarıda belirtilen Daire ilke ve uygulamalarına göre davacının katkı payı alacağının hesaplanması gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Yerel mahkeme hükmünün bu gerekçelerle bozulmasına karar verilmesi verilmesi gerekirken ilamda yazılı nedenlerle bozulduğu anlaşıldığından davalı vekilinin buna ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün açıklanan değişik gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 Sayılı HUMK"un 442. maddesi gereğince, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulü ile Daire"nin 02.05.2018 tarihli ve 2015/24184 Esas, 2018/11896 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 24.12.2014 tarihli ve 2011/311 Esas, 2014/1124 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca değişik gerekçe ile BOZULMASINA, davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi