Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun, mahcuz taşınmazın haline münasip evi olduğundan bahisle haczin kaldırılması talebi mahkemece kabul edilmiştir.
İİK"nun 16/1. maddesinde şikayetin, icra müdürlüğü işlemini öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda, şikayete konu haciz işlemi, İİK"nun 103. maddesi gereğince borçluya 01.03.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olup, borçlu, yasal yedi günlük süre geçtikten sonra 24.05.2010 tarihinde icra mahkemesine başvurmuştur. İİK"nun 103. maddesinde borçluya tebliğ edilen davet kağıdında her ne kadar haciz konulan taşınmazın tapu bilgileri tam olarak yazılmamışsa da, hacze ilişkin yevmiye numarasının yazılı olduğu ve taşınmazın haczedildiğinin belirtildiği görülmüştür. Takip dosyasında şikayet konusu taşınmazdan başka haczedilen taşınmaz da bulunmadığına göre, 103. madde davetiyesinde haczedilen taşınmazın parsel numarasının yazılmamış olması onu geçersiz kılmaz. Kaldı ki, borçlunun kendisine tebliğ edilen 103. madde davetiyesinin usulsüzlüğüne ilişkin icra mahkemesine herhangi bir başvurusu olmadığı gibi, şikayet dilekçesinde de bu yönde bir iddiası yoktur. İİK"nun 16/2. maddesi anlamında süresiz şikayete konu bir işlem de bulunmadığına göre, mahkemece süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.