Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/1032
Karar No: 2016/273

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/1032 Esas 2016/273 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/1032 E.  ,  2016/273 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Günü : 31.12.2014
    Sayısı : 512-706

    Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanık ..."ın beraatine ilişkin, Küçükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.04.2012 gün ve 152-847 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 11.10.2012 gün ve 252438 sayı ile, 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi amacıyla dosyanın mahalline iadesine karar verilmitir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iade yazısı üzerine duruşma açarak değerlendirme yapan Küçükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesince 24.05.2013 gün ve 1443-476 sayı ile sanığın yeniden beraatine karar verilmiş, hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 20.10.2014 gün ve 3788-22840 sayı ile;
    “02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde; ‘yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dahilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi’ olduğu, bu nedenle suça konu tutanakla ilgili olarak herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadığından, öncelikle sayacın bulunduğu yerde keşif yapılarak, tutanak öncesi ve sonrasına ait tüketimle kurulu gücün birbirleriyle uyumlu olup olmadığı ve sayaca bir müdahalede bulunulup bulunulmadığı hususlarından bilirkişiden rapor aldırılarak kaçak tüketim olup olmadığının ve tutanak tarihindeki normal tarifeye göre hesaplanan, vergisiz ve cezasız miktarın tespit ettirilmesinden sonra, sanığa makul bir süre verilerek zararı tamamen tazmin etmesi halinde hakkında karşılıksız yararlanma suçundan cezaya hükmolunmayacağı hususunda usulüne uygun bildirimde bulunarak, ödenmesi halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına, ödenmemesi halinde ise delil değerlendirmesi yapılarak sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 31.12.2014 gün ve 512-706 sayı ile;
    “...6352 sayılı Yasanın geçici 2/2. maddesinde ‘Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, doğalgazın veya suyun sahibinin rızası olmaksızın tüketim miktarının belirlenmesi engellenecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle hakkında hırsızlık suçundan kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin bu kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar...’ denilerek kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren süre başlatılmış ve 6 ayla sınırlı tutulmuştur. Yasayı bilmemek mazeret sayılmaz ilkesi çerçevesinde kanun koyucu 6 aylık sürenin başlamasını kişilere herhangi bir tebliğe veya bildirime tabi tutmamış kanunun yürürlüğe girmesiyle süreyi başlatmıştır. Dolayısıyla kanunda belirtilen 6 aylık sürenin bitiminden sonra yapılan ödemeler ancak TCK"nun 168. maddesindeki cezadan indirim yapılmasını sağlayacaktır. Kaldı ki mahkememizce kanunda açık amir bir hüküm bulunmamasına rağmen sanığa kaçak tüketim bedelini ödediği takdirde hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verileceği ihtarlı davetiye çıkartılarak çağrıda bulunulmuş ve sanık duruşmaya katılmamıştır. Kanunda belirtilen sürenin geçtiği de gözetilerek beraat etmiş olan sanığa yeniden yargılamayı sürüncemede bırakacak şekilde bildirim yapılmasına gerek görülmemiştir.
    Her iki yargılamada, tutanak içeriğinde açıkça gösterildiği gibi, adresteki aboneliği bulunan kayıtlı sayaçtan, borç ödenmemesi sebebiyle elektriğin kesildiği, buna rağmen sanığın sayaçtan geçirerek elektrik kullandığı, sayaca müdahale ettiğine dair iddia ve tespit bulunmadığı ve kesilme işlemi sırasında herhangi bir mühürleme yapılmadığı, sırf elektrik kesilme işlemi yapıldıktan sonra elektriğin yeniden kullanılması atılı hırsızlık suçunu oluşturmayacağı, kesilen elektriğin açılıp kullanmanın dışında sayaca yapılan tüketimin kaydetmesinin engel olacak bir müdahalede bulunulduğuna, eksik kayda, tüketimin düşürülmesine veya sayacın kullanıcı tarafından sıklıkta değiştirilerek kullanıldığına dair hiçbir tespitin yer almadığı, soruşturma evresinde de karşılıksız yararlanmayı ortaya koyan delil toplanmadığı, kayıtlı sayaçtan geçen ve abone olan sanığın tükettiği elektrik miktarının belirli olması karşısında tüketim bedelinin her zaman tahsil edilebileceği ve uyuşmazlığın bu durumda hukuki nitelikte olduğu, dosya içine örnek olarak konulan bu gerekçeyle mahkememizin 2012/1211 Esas,2013/153 karar sayılı 28/02/2013 günlü verilen kararın Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 2013/29682 esas, 2014/24491 karar sayılı 08/09/2014 günlü kararın onanmasına ilişkin Yargıtay ilamı da gözetilerek önceki beraat kararımız usul ve yasaya uygun bulunduğu” gerekçesiyle önceki hükmünde direnilmesine karar vermiştir.
    Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.10.2015 gün ve 46587 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa katılan kurum zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının tespitine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, direnme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığı hususunun ön sorun olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi durumunda ise incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    İnceleme konusu dosyada; sanığın beraatine ilişkin yerel mahkemece verilen ilk hükmün Özel Dairece, sanığa katılan kurum zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yapılan yargılamada yerel mahkemece "...6352 sayılı Yasanın geçici 2/2. maddesinde ‘Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, doğalgazın veya suyun sahibinin rızası olmaksızın tüketim miktarının belirlenmesi engellenecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle hakkında hırsızlık suçundan kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin bu kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar...’ denilerek kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren süre başlatılmış ve 6 ayla sınırlı tutulmuştur. Yasayı bilmemek mazeret sayılmaz ilkesi çerçevesinde kanun koyucu 6 aylık sürenin başlamasını kişilere herhangi bir tebliğe veya bildirime tabi tutmamış kanunun yürürlüğe girmesiyle süreyi başlatmıştır. Dolayısıyla kanunda belirtilen 6 aylık sürenin bitiminden sonra yapılan ödemeler ancak TCK"nun 168. maddesindeki cezadan indirim yapılmasını sağlayacaktır. Kaldı ki mahkememizce kanunda açık amir bir hüküm bulunmamasına rağmen sanığa kaçak tüketim bedelini ödediği takdirde hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verileceği ihtarlı davetiye çıkartılarak çağrıda bulunulmuş ve sanık duruşmaya katılmamıştır. Kanunda belirtilen sürenin geçtiği de gözetilerek beraat etmiş olan sanığa yeniden yargılamayı sürüncemede bırakacak şekilde bildirim yapılmasına gerek görülmemiştir.
    Her iki yargılamada, tutanak içeriğinde açıkça gösterildiği gibi, adresteki aboneliği bulunan kayıtlı sayaçtan, borç ödenmemesi sebebiyle elektriğin kesildiği, buna rağmen sanığın sayaçtan geçirerek elektrik kullandığı, sayaca müdahale ettiğine dair iddia ve tespit bulunmadığı ve kesilme işlemi sırasında herhangi bir mühürleme yapılmadığı, sırf elektrik kesilme işlemi yapıldıktan sonra elektriğin yeniden kullanılması atılı hırsızlık suçunu oluşturmayacağı, kesilen elektriğin açılıp kullanmanın dışında sayaca yapılan tüketimin kaydetmesinin engel olacak bir müdahalede bulunulduğuna, eksik kayda, tüketimin düşürülmesine veya sayacın kullanıcı tarafından sıklıkta değiştirilerek kullanıldığına dair hiçbir tespitin yer almadığı, soruşturma evresinde de karşılıksız yararlanmayı ortaya koyan delil toplanmadığı, kayıtlı sayaçtan geçen ve abone olan sanığın tükettiği elektrik miktarının belirli olması karşısında tüketim bedelinin her zaman tahsil edilebileceği ve uyuşmazlığın bu durumda hukuki nitelikte olduğu, dosya içine örnek olarak konulan bu gerekçeyle mahkememizin 2012/1211 Esas,2013/153 karar sayılı 28/02/2013 günlü verilen kararın Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 2013/29682 esas, 2014/24491 karar sayılı 08/09/2014 günlü kararın onanmasına ilişkin Yargıtay ilamı da gözetilerek önceki beraat kararımız usul ve yasaya uygun bulunduğu” şeklinde önceki hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle direnme kararı verildiği anlaşılmaktadır.
    İlk hükümde yer almayan bu hususlar, Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Küçükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 31.12.2014 gün ve 512-706 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi