16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/3410 Karar No: 2018/4210 Karar Tarihi: 08.11.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/3410 Esas 2018/4210 Karar Sayılı İlamı
Özet:
16. Ceza Dairesi tarafından verilen kararda, sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkum edildiği belirtilmiştir. Hüküm TCK'nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 ile 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddelerine göre verilmiş ve temyiz başvurusu reddedilmiştir. Dosyada yapılan incelemeler sonucu, sanığın cezasında indirime gidilmiş ancak eksik ceza tayini yapıldığı belirtilmiştir. Bunun yanı sıra tanığın beyanları ve toplanan diğer delillerin suçun sübuta erdiği hususunda yeterli olduğu ve şüpheye yer bırakmadığı belirtilmiştir. Mahkeme, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun yapıldığı, delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği ve eylemlerin doğru şekilde nitelendirildiği sonucuna varmıştır. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır: TCK'nın 314/2 (silahlı terör örgütüne üye olma), 62 (indirim), 53 (cezalandırılacak kimseler), 58/9 (nebze), 63 (temel hükümler) ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 (terör örgütlerinin faaliyetlerinin önlenmesi).
16. Ceza Dairesi 2018/3410 E. , 2018/4210 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 ile 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi Temyiz Edenler : Sanık ve müdafii
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan sanık hakkında hükmolunan cezadan 5237 sayılı Kanunun 62/2 maddesi gereğince indirim yapılırken "6 yıl 10 ay 15 gün" yerine "5 yıl 22 ay 15 gün" hapis cezasına hükmolunmak suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış tanığın aşamalarda değişmeyen ve ayrıntı içeren istikrarlı beyanları ve toplanan diğer deliller suçun sübuta erdiği hususunda vicdani kanaatin oluşması için yeterli olup, şüpheye yer bırakmamış olması karşısında; sanığın Bylock kullanıp kullanmadığının tespiti için Bylock tespit ve değerlendirme raporunun beklenmemesi sonuca etkili görülmemiştir. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 08.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.