Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3510
Karar No: 2011/20140

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/3510 Esas 2011/20140 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Şikayetçi borçlu G.K., genel haciz yoluyla icra takibine başlanmıştır. Ancak ödeme emri tebliğinin yanlış adrese yapılması nedeniyle borçlu, icra mahkemesine başvurarak tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmiştir. Tebligat Kanunu'nun 10. ve 16. maddelerine göre, tebligat tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılmalıdır. Ancak şahıs adresinde yoksa, aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilere de tebligat yapılabilir. Bu durumda, muhatap adına kendilerine tebligat yapılacak kişiler, aile fertleri, yakın ve uzak akrabalar veya hizmetçilerden biri olabileceği gibi, muhatapla birlikte oturan diğer kimseler de olabilir. Mahkeme, şikayetçinin iddialarını dikkate alarak duruşma açılması gerektiğine hükmetmiştir. Mahkeme kararı, İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca bozulmuştur.
12. Hukuk Dairesi         2011/3510 E.  ,  2011/20140 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 5. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 09/12/2010
    NUMARASI : 2010/1110-2010/1102

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Borçlu hakkında genel haciz yolu ile icra takibine başlanmıştır. Borçluya gönderilen örnek (7) numaralı ödeme emri "691 sayılı Bahçeli .........Sitesi N0......./Ankara"adresinde ve "...aynı konutta birlikte oturan annesi A. K. imzasına "tebliğ edilmiştir. Dosyada mevcut Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 23.11.2009 tarihli cevabi yazısına göre anılan adres dava dışı takip borçlusu ... inş....Ltd.Şti.ortaklarından olan şikayetçi borçlu G. K."ın ortak sıfatıyla ticaret siciline bildirdiği adres olduğu anlaşılmıştır.Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, ödeme emri tebligatının ikamet etmediği bir adrese tebliğ edildiğine ve tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkindir.
    7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun "Bilinen en son adreste tebligat"başlığını taşıyan 10 maddesinde aynen "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.Şu kadar ki, kendisine tebligat yapılacak şahsın müracaat veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir."hükmü yer almaktadır.
    Yine aynı yasanın 16.maddesine göre; "kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa tebliğ, aynı konutta oturan kimselere veya hizmetçilerden birine yapılır." 4829 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle Tebligat Kanunu"nun 16.maddesinde yer alan "birlikte oturan ailesi efradı"ibaresi "aynı konutta oturan kişiler" şeklinde değiştirildiğinden, muhatap adına kendilerine tebligat yapılacak aynı konutta oturan kişiler, aile fertleri, yakın ve uzak akrabalar veya hizmetçilerden biri olabileceği gibi bu kimseler dışında kalan ancak muhatapla birlikte oturan diğer kimseler de olabileceklerdir. Muhatapla birlikte oturma şartının gerçekleşmiş sayılabilmesi için muhatapla aynı çatı altında oturmak yetmeyip, aynı daireyi paylaşmış olmak gerekir.
    Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. O halde hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddiayı tahkik etmelidir. Dairemizin süregelen yerleşmiş uygulaması, Hukuk Genel Kurulun 7.4.1982 tarih ve 13777-337 sayılı kararında öngörülen yukarıdaki ilkeye uygun biçimde devam etmektedir.
    Somut olayda, şikayetçi, tebligat adresinde kendisinin oturmadığını, annesi ve babasının ikamet ettiğini belirttiğine, bu nedenle tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğuna ve buna yönelik delillerine bildirdiğine göre, anılan iddianın yukarı belirtilen  ilkeye uygun olarak her türlü delille kanıtlanması mümkündür. O halde mahkemece duruşma açılmalı oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi