14. Hukuk Dairesi 2014/15683 E. , 2016/1794 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.03.2014 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davacının maliki olduğu 4318 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda davalı ... tarafından yapılan imar uygulaması sonucu davacıya başka yerlerde oluşan imar parsellerinin verildiğini, ancak, anılan imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescili ile kadastral parselinin ihyasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı ve davalı ... adına oluşan imar parsellerinin tapu kaydının iptaliyle imar uygulaması öncesi 4318 sayılı kök parselin ihya ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri "nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Öte yandan; tapu iptal ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır. Yine; kadastral duruma dönülme istekli uyuşmazlıklarda taraf teşkili bakımından husumetin, ihyası talep edilen kadastral parselin kapsamında kalan imar parsel ya da parsellerinin maliklerine yöneltilmesi gerekir ve bu davanın özelliği itibariyle kayıt maliklerinin yanı sıra işlemi yapan belediyeye de husumetin yöneltilmesi mümkündür.
Hemen belirtilmelidir ki; kadastral parselin ihyası yani tapu kaydının eski hale getirilmesi; ihyası istenilen kadastral parseller üzerinde oluşturulan tüm alanları (imar parselleri, yol, park vs. dahil olmak üzere hepsini) kapsaması halinde; farklı bir ifadeyle, kadastral sınırlar üzerinde oluşturulan imar parsel veya parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile bu sınırlar içerisinde oluşturulan yol, park vs. gibi alanlar varsa bunlarla birlikte eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceğinden, verilecek ihya kararının, kapsamında kalan tüm imar parsellerinin maliklerinin mülkiyet haklarını etkileyeceği kuşkusuzdur.
Somut olayda, dava konusu 4318 parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar uygulaması yapılmasına ilişkin 25.02.2008 tarihli 8 sayılı Belediye Encümen kararının, ... İdare Mahkemesinin, 25.02.2010 tarih, 2009/254 esas, 2010/103 karar sayılı kararıyla iptal edildiği ve karar kesinleştiğine göre, Mahkemece, yerinde keşif yapılarak 4318 sayılı kadastral parselin sınırları üzerinde oluşturulan imar parsel veya parselleri ile yol, park vs alanlar tespit edilmesizin ve iptaline hükmedilmesi gereken imar parsel ya da parsellerinin maliklerinin davada yer almaları sağlanmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca; öncelikle ihyası istenen kadastral parsel üzerinde oluşturulan imar parselleri ile malikleri tespit edilerek, bu imar parselleri bakımından da kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil davası açması için davacıya usulüne uygun olarak süre verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ve ondan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.