23. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/2269 Karar No: 2020/4380 Karar Tarihi: 17.12.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2019/2269 Esas 2020/4380 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2019/2269 E. , 2020/4380 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada rücuen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl ve birleşen davada davacı vekili; müvekkili ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından çalıştırılan dava dışı işçinin müvekkili aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davanın işçi lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçiye icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkili tarafından ödenen bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davalarda, davalılar Atmaca Temizlik İlaç Dez. İnş. İnş. San. ve Tic. Şti., ... İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. ve ... Sosyal Hiz. Ltd Şti. davaya cevap vermemiştir. Birleşen davada davalı ... Grup Sos. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, işçinin ücretlerinden davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalılar ile yapılan sözleşme kapsamında SGK kayıtlarına göre davalılar bünyesinde çalışan işçiye yapılan ödemeyi aralarında imzalanan sözleşme hükümlerine göre davalılardan talep edebileceği gerekçesiyle davalıların sorumluluklarını belirleyen bilirkişi raporu doğrultusunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Asıl dava yönünden davacı vekilinin temyizi yönünden; 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"nın 427 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanun"un 19"uncu maddesiyle HUMK"na eklenen Ek-Madde 4" te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında, 2016 yılı için 2.190,00 TL"dir. Davacı vekilince temyize konu yapılan miktar yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Birleşen dava yönünden davacı vekilinin temyizi yönünden; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, asıl dava yönünden davacı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen dava yönünden davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu"nun 56. maddesi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.