Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3384
Karar No: 2018/10719
Karar Tarihi: 30.10.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/3384 Esas 2018/10719 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/3384 E.  ,  2018/10719 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili; ... Mahallesi"ndeki taşınmazın finansal kiralama sözleşmesi ile müvekkili şirkete ait olduğunu, söz konusu taşınmazın elektrik ihtiyacının karşılanabilmesi için genel olarak 07/03/2008 tarihinde A Tipi Enerji Müsaade Belgesi verildiğini, buna istinaden yer tespitinin yapıldığını ve 04/03/2010 tarihinde kira şerhinin tapuya işlenerek devir işleminin gerçekleştiğini, müvekkili ile davalı arasında yapılan görüşme sonucunda mevcut A tipi elektrik müsaadesinin 14/06/2010 tarihinde C 2 Tipi enerji Müsaadesine dönüştürüldüğünü, sistemin kurulması için 128.770,28 TL bedelle yüklenici ... Elektrik Ltd. Şti"ne verildiğini, işin tamamlandığı ve söz konusu imalat bedelinin yüklenici firmaya defaten ödendiğini, davalının bilgi ve onayı ile yapılan bu işlemin iletim ve dağıtım tarifesi bedelinden düşülmek suretiyle mahsup edilmeyen trafo bedelinin tahsili için ödenen ve gerçekleşen yatırım harcamasına ait 128.770,28 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticarî faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili ; davayı kabul etmediklerini, davanın zamanaşımına uğradığını, görevli yargı merciinin Danıştay olduğunu, bu nedenle görev yönünden davanın reddi gerektiğini, davacı şirketin verilen müsaadeye istinaden bütün tesislerin kendileri tarafından yapılacağını ve yapılan tesislerin ... "a devredileceğini taahhüt ettiğini, 38. madde kapsamında dağıtım tarifesi bedelinden düşüleceğine ilişkin herhangi bir kurum kararının bulunmadığını belirterek; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 128.770,00 TL"nin davalıdan tahsiline, bu bedelden 5.450,00 TL"sine 17/5/2010, 103.550,00 TL"sine 08/06/2010, 19.770,00 TL"sine 31/08/2010 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Anılan karar, Dairemizin, 01.06.2015 tarihli ve 2014/12032 E.-2015/5355 K. sayılı ilamıyla "01 Mart 2003 tarihli “Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 6. maddesinde; “Gerçek veya tüzel kişilerin, dağıtım sistemine bağlantı talebinin dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde karşılanması ve bağlantı anlaşması yaparak hizmet verilmesi esastır. Bağlantı için yapılan başvuru, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından, dağıtım sisteminin mevcut durumu çerçevesinde genişleme yatırımı veya yeni yatırımın gerekli olması hususları da dikkate alınarak değerlendirilir. Buna göre; a-Dağıtım sisteminin mevcut durumunun bağlantı talebinin karşılanması için uygun olması hâlinde, 5. maddede belirtilen belgelerin ibraz edilmesi kaydıyla dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi ile başvuru sahibi arasında bağlantı anlaşması imzalanır. b-Dağıtım sisteminin mevcut durumunun bağlantı talebinin karşılanması için uygun olmaması ve genişleme yatırımı veya yeni yatırımın gerekli olması durumunda; saha etüdü gerektirmeyen hallerde başvuru tarihinden itibaren on iş günü, saha etüdü gerektiren hallerde ise başvuru tarihinden itibaren yirmi iş günü içerisinde, bağlantı talebinin karşılanabileceği makul bir süre, gerekçeleri ile birlikte başvuru sahibine yazılı olarak bildirilir. Başvuru sahibinin söz konusu süreye itiraz hakkı saklı olup, bu konuda Kuruma başvurabilir. Başvuru, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38. maddesi hükümleri çerçevesinde Kurum tarafından değerlendirilir. Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından verilen görüşe ilişkin gerekçelerin Kurul tarafından uygun görülmemesi halinde, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi ile başvuru sahibi arasında bağlantı anlaşması imzalanır. c-Başvuru sahibinin (b) bendi kapsamında haksız bulunması veya bağlantı talebinin karşılanabilmesi için dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bildirilen sürenin başvuru sahibi tarafından uzun bulunması ve bağlantı talebinin branşman hattı tesis edilerek karşılanabilir olması hâlinde gerekli yatırım başvuru sahibi tarafından üstlenilebilir. Bu durumda bağlantı projesinin hazırlanması başvuru sahibinin sorumluluğunda olup, bağlantı projesinin hazırlanabilmesine ilişkin etüt için gerekli olan tüm bilgiler dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından sağlanır. Bağlantı projesi, tamamlanmasını müteakip onay için dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye sunulur. Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, söz konusu proje üzerindeki incelemesini proje sunum tarihinden itibaren beş iş günü içerisinde tamamlayarak projeyi onaylar veya projeyi revizyon için başvuru sahibine iade eder. Proje revizyonunun gerekçeleri başvuru sahibine yazılı olarak bildirilir. Bağlantı projesinin onaylanması durumunda, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi ile başvuru sahibi arasında, branşman hattının mülkiyet ve kullanım hakları ile finansman ve bağlantı koşulları gibi hususların düzenlendiği bağlantı anlaşması imzalanır. Dağıtım sistemine geçici bağlantı yaparak elektrik enerjisi temin etmek isteyen gerçek veya tüzel kişi ile dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi arasında kullanım amacıyla sınırlı bir süreyi içeren bağlantı anlaşması imzalanır. Bağlantı anlaşmasının imzalanmasını takiben ve anlaşmada yer alan süre içerisinde gerekli bağlantı varlıkları tesis edilerek, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak belirlenen bağlantı bedeli, başvuru sahibi tarafından dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye ödenir. Bağlantı bedeli, bir defaya mahsus olmak üzere ve ilk bağlantı anlaşması yapılması esnasında tahsil edilir ve geri ödenmez. Bağlantı anlaşmasında yer alan adresteki kullanım yeri var olduğu sürece, bağlantı anlaşması yürürlükte kalır ve söz konusu kullanım yerindeki müşteri değişikliği halinde yeni bir bağlantı anlaşması yapılması talep edilmez” hükmüne amirdir.
    Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38. maddesinin 6. fıkrasında; “sisteme bağlantı yapılması hâlinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hâllerde söz konusu yatırım TEİAŞ ve/veya dağıtım lisansı sahibin tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebilir. Bu durumda gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel kişi ile TEİAŞ ve/veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler arasında yapılacak bağlantı ve sistem kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim ve/veya dağıtım tarifesi bedelinden düşülür" hükmü bulunmaktadır.28/01/2014 tarih ve 28896 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin geçici ve son hükümlerinde “Kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıklarına ilişkin metodoloji” ve “mahsup yöntemiyle geri ödeme hususları düzenlenmiştir.” Yine, aynı yönetmeliğin 20 ve 21. maddelerinde de kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıkları ile geri ödemeye ilişkin metodoloji usul ve esasları düzenlenmiştir.
    O hâlde mahkemece; davacının davalı kuruma başvurduğu tarihten itibaren faiz hesabı yapılarak bulunacak tesisat bedelinin yönetmelik gereği davacının dağıtım tarifesi bedelinden düşülmesine karar verilmesi gerekirken, defaten ödenmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece; bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 20.12.2017 tarihli son kararda; davanın kabulü ile;128.770,28 TL"nin 29.07.2010 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacının dağıtım tarife bedelinden düşülmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının bedel ödeyerek yaptığı ve davalının (elektrik enerjisinin iletimi için) kullanımına sunduğu iletim tesisi için bedel talep edip edemeyeceği, bedel talep edebileceği kabul edildiğinde bu bedelin tahsilinin nasıl ve ne şekilde sağlanacağı, ayrıca tesis için harcadığı bedele hangi tarihten itibaren faiz işletileceği hususlarına ilişkindir.Kural olarak, bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2013/13-597 E, 2014/62 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir.Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, yada gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır. Aynı ilke, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2003 gün ve 2003/ 8-83 E., 2003/72 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E., 2010/87 K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Somut olayda; davacının bedel ödeyerek yaptığı ve davalının (elektrik enerjisinin iletimi için) kullanımına sunduğu iletim tesisi için bedel talep edip edemeyeceği, bedel talep edebileceği kabul edildiğinde bu bedelin miktarının ne şekilde hesaplanıp tahsilinin ne şekilde sağlanacağı ve ayrıca davacının tesis için harcadığı bedele hangi tarihten itibaren faiz işletileceği hususunda bozma kararında belirtilen mevzuat hükümleri doğrultusunda denetime elverişli ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde rapor alınması gerekirken; bozma sonrası, mahkemece alınan raporda; bozma ilamında belirtilen mevzuat hükümleri değerlendirilmeksizin ve asıl borç miktarı konusunda herhangi bir hesaplama yapılmaksızın yalnızca faiz hesabı yapılmakla yetinildiği, iş bu raporun mahkemece hükme esas alındığı anlaşılmıştır.Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişi heyetinden davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin önceki bozma ilamında belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde hesaplanması hususunda taraf ve Yargıtay denetime elverişli rapor alınması, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi