8. Hukuk Dairesi 2010/4223 E. , 2010/5325 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ve ...ile Mustafa oğlu ... Kayyımı Sakarya Defterdarı ve Molla Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.06.2009 gün ve 205/220 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan kayyım vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, müvekkillerinin miras bırakan babalarının da paydaşı bulunduğu 749 parsel sayılı taşınmazda 1140/1152 pay sahibi olan ...oğlu ..."in kim olduğu bilinmeyen bir kişi olduğunu ileri sürerek payının TMK.nun 713/2. maddesi hükmü uyarınca iptali ile vekil edenleri adına eşit hisselerle tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ...oğlu ... kayyımı vekili, kayıt malikinin tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan kimse olmadığını, tapu kütüğünde baba adı ile yazılı kimsenin kim olduğunun bilinemediği iddiasının gerçekle bağdaşmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuş; diğer davalı ... Tüzel Kişiliği temsilcisi, yaptığı araştırmada tapu kayıt malikini civar köylerde de bulamadığını söylemiştir.
Mahkemece, tapu kayıt maliki hakkında gaiplik kararı alındığı, yapılan araştırmalar sonucunda köyde bulunmadığı, tanınmadığı ve gaiplik kararının geriye etkili olduğu gerekçesi ile 749 parsel sayılı taşınmazda 1040/1152 hisse maliki olarak gözüken ...oğlu ..."e ait tapu kaydının iptali ile 1/2"şer hisse oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairenin geri çevirme yazısı üzerine mahkemenin 14.01.2010 tarihli cevabında, dava konusu taşınmazın maliki ...oğlu ..."e Sakarya Defterdarının kayyım olarak atanmasına ilişkin Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/435 E-591 K. sayılı ilâmının gaiplik kararı olarak algılanmasından dolayı bu hususun sehven karara dercedildiği, gerçekte kayıt maliki hakkında gaiplik kararı olmadığı bildirilmiştir.
Dava konusu 749 parsel sayılı taşınmaz, 30.03.1959 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında Şubat 327 tarih 204, 02.09.1957 tarih 24 ve Ekim 1958 tarih 22 sıra no"lu tapu kayıtlarına dayanılarak ve toplam 1152 hisse kabul edilerek 1040 hissesi ...oğlu ..., 77 hissesi Kâzım Taşkın, 21 hissesi Seniha Kalabay ve 14 hissesi ...adlarına tesbit edilmiş, tesbit maliklerinden Seniha Kalabay"ın itirazı üzerine Sakarya Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda 26.09.1962 tarih, 1960/359 E-1962/371 K. sayılı ilâm ile itirazın reddine ve taşınmazın tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, iş bu kararın 06.08.1963 tarihinde kesinleşmesi ile sicil oluşmuş, davacıların miras bırakanları ..."de 17.12.1963 ve 26.12.1963 tarihlerinde satışla taşınmazın toplam 112/1152 hissesine malik olmuş, taşınmazın geriye kalan 1040/1152 hissesi ...oğlu ... adına hükmen tapuya tescil edilmiştir.
Dava, TMK. nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanununun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK.nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir.
Kadastro tutanağı ve dayanak tapu kaydındaki açıklamalar ile taşınmazın hükmen tapuya tescil edildiği dikkate alındığında kayıt maliki ...oğlu ... maliki tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılan kişidir. Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (Yargıtay HGK.nun 10.4.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden, gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılabilir. Kayıt maliki ...oğlu ...’in tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılmaktadır. Davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı kayyım vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı olan hükmün HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.