23. Hukuk Dairesi 2018/1530 E. , 2020/4379 K.
"İçtihat Metni"Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının 01.01.2008 ile 31.10.2014 tarihleri arasındaki genel kurul kararları ile belirlenen aidat borçlarını ödemediğini, bunun üzerine yapılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun % 20"den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin, davacı kooperatif genel kurulunun almış olduğu karar gereğince peşin bedelle üye olduğunu, kanun ve yerleşik içtihatlara göre bu şekilde üye olan müvekkilinden üyelik aidatından ve bu aidata ilişkin ferilerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının peşin sabit fiyatla kooperatife ortak olmadığı, bu nedenle aidat borcundan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile alacak miktarının %20"si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23 Hukuk Dairesinin 17.05.2018 tarih 2018/854 E. 2018/694 K. sayılı ilamıyla; davacı kooperatif genel kurullarında peşin ödemeli ortak almak konusunda yönetim kuruluna yetki verildiğine ilişkin bir karar olmadığı, davacı kooperatifin davalıyı peşin ödemeli ortak olarak benimsediğine dair dosyada herhangi bir delilin de bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin 12.10.2015 tarihli dilekçesi ile rapordaki aidat borcu alacak miktarının 133.859,00-TL ve faiz borcu miktarının 77.457,22-TL şeklinde yapılan hesapla karar verilmesini talep ettiği, faiz ve icra tazminatı yönünden talep aşılmak suretiyle karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın hüküm fıkrasının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davalı aleyhine icra inkâr tazminatının İİK"nın 67. maddesi uyarınca asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanması gerekirken toplam bedel üzerinden hesaplanması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın hüküm bölümünün 2.kısmının I. bendi ikinci paragrafının hükümden çıkarılarak, yerine “107.359,00-TL asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine” kelime dizisinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 17.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.