Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/381
Karar No: 2016/271

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/381 Esas 2016/271 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/381 E.  ,  2016/271 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza

    Yağma suçundan sanıklar ... ve ..."in beraatlerine ilişkin, İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 24.12.2008 gün ve 92-385 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 13.05.2014 gün ve 19622-10244 sayı ile;
    "Oluş ve dosya içeriği ile sanıklara suç atması için bir neden bulunmayan yakınanın anlatımlarına göre; sanıklar ve arkadaşlarının, sabah 07:30 sıralarında işyerine gitmekte olan yakınanın göğsüne bıçak dayayıp üzerini arayarak para ve cep telefonunu aldıklarının anlaşılması karşısında; sanıkların yağma suçunu işledikleri kanıtlandığı gözetilerek 5237 sayılı TCK’nun 149/1-a,c maddesi uyarınca hükümlülükleri yerine, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yakınanın yargılama aşamasında kısmen değiştirdiği beyanına dayanılıp yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile beraatlerine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi ise 26.11.2014 gün ve 269-620 sayı ile;
    "Mahkememizce maddi gerçeğe ulaşmada olayın bütününü temsil eden, sonuca ulaşmaya elverişli, kesin kanıt ve mahkemede kesin kanaat uyandıracak somut nitelikteki müşteki beyanının kendi içinde sanıklar lehine tam bir şüphe oluşturacak biçimde çelişki içerdiği, çelişkili olduğu sonucuna varılan tek bu kanıtın başkaca somut delillerle desteklenmemesi üzerine bu delile dayalı olarak sanıkların mahkumiyetine karar verilemeyeceği, tam bir şüphe halinin oluştuğu, şüpheden de sanıkların yararlanabileceği anlaşıldığından, sanıkların üzerilerine atılı yağma suçunu işlediklerine dair her türlü kuşkudan arınmış, kesin ve inandırıcı somut deliller elde edilemeyen olayda sanıkların ayrı ayrı beraatlarına karar verilmesi gerektiği " gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
    Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma" istemli 21.04.2015 gün ve 127830 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık Ramazan Karakoç ve yaş küçüklüğü sebebi ile dosyası tefrik edilen sanık Fadil Karaytu haklarında verilen beraat hükümleri temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnmenin ve temyizin kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümleri ile sınırlı yapılmıştır.
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların eylemlerinin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Mağdurun sabah saatlerinde evinden çıkıp işine gitmek için Seyrantepe Parkında yürüdüğü sırada önünü 5-6 kişilik bir grubun kestiği, şahıslardan birinin büyük bir bıçağı mağdurun göğsüne dayadığı, bir diğerinin ise üzerini arayarak cep telefonunu aldığı, şahısların uzaklaşması üzerine mağdurun durumu polise bildirdiği ve cep telefonunu gasbeden şahısların eşkâlini verdiği, bu olaydan bir ay kadar sonra sanıklar ... ve ..."in aynı suç yerinde ve benzer yöntemlerle gerçekleştirilen başka bir yağma eylemi nedeniyle yakalandıkları, eylemler arasındaki benzerlik nedeniyle karakola çağrılan mağdurun, sanık ..."i üzerini arayarak telefonu alan, sanık ..."in ise etrafını sarıp kolunu tutan kişi olarak 5 kişi içinden usule uygun şekilde teşhis ettiği,
    Mağdurun soruşturma evresinde, sabah saat 07:30 sularında işe gitmek için evden çıkıp Seyrantepe Parkına girdiğini, burada önünü 5-6 kişilik bir grubun kestiğini, grupta bulunan şahıslardan birinin döner bıçağına benzer bir bıçağı göğsüne dayadığını, bir diğerinin ise üzerini arayarak içinde takılı hattı ile birlikte cep telefonunu aldığını, göğsüne bıçak dayayan şahsın doğu şiveli, siyah montlu, 170 cm boylarında; üzerini arayan şahsın 160 cm boylarında, biraz kilolu olduğunu, şahısları görünce tanıyabileceğini, diğerlerini ise etrafını sarmaladıklarından dolayı tam göremediğini; kovuşturma evresinde ise oluşu benzer şekilde anlatarak şahısların telefonu yanında ayrıca sigara ve 3 Lira parasını da aldıklarını, karakolda şahısları kendisini gasp edenler olarak teşhis ettiğini, ancak daha sonra kendisini gasp edenlerin o şahıslar olup olmadığından emin olmadığını, huzurda bulunan sanıkların da aradan uzun süre geçmesi nedeniyle kendisini gasp edenler olup olmadıklarını hatırlamadığını, ancak karakolda teşhis ettiği şahısların sanıklar olduğunu belirttiği,
    Sanıkların aşamalarda, suçu işlemediklerini ve suç yerinde olmadıklarını savunup bu kapsamda sanık ..."nun kollukta evde olduğunu, savcılıkta işte olduğunu, sorgu ve duruşmada ise benzer şekilde diğer sanığın çalıştığı iş yerine yardım amaçlı gittiğini; diğer sanık ..."in ise kolluk ve savcılıkta, işte olduğunu, sorgu ve duruşmada da benzer anlatımlarda bulunup ayrıca diğer sanıkla uyumlu şekilde sanık ..."in de yardım için yanında olduğunu beyan ettikleri,
    Anlaşılmaktadır.
    5237 sayılı TCK"nun 148. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun temel şekli, 2. fıkrasında senedin yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiş, 149. maddesinde nitelikli yağma, 150. maddesinde ise kişinin hukuki bir ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla yağma suçunu işlemesi ile yağmada değer azlığı düzenlenmiştir.
    Yağmanın temel şeklinin düzenlendiği 5237 sayılı TCK"nun 148/1. maddesi uyarınca; kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştirece- ğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir.
    Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan “zor yoluyla hırsızlık”, bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmek şeklinde de tanımlanmıştır. Nitekim TCK"nun 148. maddesinin gerekçesinde de; "Hırsızlık suçunda olduğu gibi yağma suçunda da, taşınır malın alınmasıyla ilgili olarak zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir. Ancak hırsızlık suçundan farklı olarak, bu suçun oluşabilmesi için, mağdurun rızasının, cebir veya tehdit kullanılarak ortadan kaldırılması gerekir" açıklaması yapılmış, gerekçede yağma suçu ile hırsızlık suçunun ortak yönleri ile aralarındaki farklara değinilmiş, böylece dolaylı olarak yağma suçunda da hırsızlık suçunda olduğu gibi faydalanma amacıya hareket edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
    765 sayılı TCK’nda “gasp” olarak adlandırılan yağma, esasında cebir veya tehdit kullanmak suretiyle yapılan hırsızlıktan ibarettir. Hırsızlık ile yağma suçları aynı ortak unsurlara sahip olup, ayrıldıkları tek nokta ya da başka bir deyişle yağmanın, hırsızlığa oranla sahip olduğu ilave unsur, malı almak için cebir veya tehdit kullanılmasıdır.
    Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.
    Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğundan, birden çok hukuki değeri korumaktadır. Kendisini oluşturan suçların korudukları hukuki değerler olan kişi özgürlüğü, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyet yağma suçunun da koruduğu hukuksal değerlerdir.
    Somut olay bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
    Sanıklara iftira etmesi için herhangi bir neden bulunmayan mağdurun oluşa ilişkin aşamalardaki tutarlı anlatımları ve eylemden hemen sonra kolluğa müracaat ederek faillerin eşkallerini verip görünce tanıyabileceğini de belirttikten sonra usule uygun şekilde yaptırılan teşhiste sanıkları gerçekleştirdikleri eylemleri de tarif ederek tereddütsüz biçimde teşhis etmesi nazara alındığında sanıklara yüklenen yağma suçunun sabit olduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, isabetli bulunmayan yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurulu Başkanı; "Sanıkların aşamalarda suçu işlemedikleri yönündeki istikrarlı savunmaları, mağdurun yapılan teşhis işlemine ilişkin çelişkili beyanları, suça konu eşya ile suçun işlenmesinde kullanılan bıçağın ele geçirilememiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde sanıkların yağma suçunu işledikleri şüphe boyutunda kaldığından yerel mahkeme direnme hükmünün onanması gerektiği" düşüncesiyle,
    On Genel Kurul Üyesi de benzer düşüncelerle karşıoy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.11.2014 gün ve 269-620 sayılı direnme hükmünün, sanıklar ... ve ..."in üzerlerine atılı yağma suçunun sabit olduğunun gözetilmemesi isabetsizliğlinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2016 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi