11. Hukuk Dairesi 2016/2995 E. , 2016/3579 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İ.........ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2015
NUMARASI : 2014/444-2015/163
Taraflar arasında görülen davada ............Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10.03.2015 tarih ve 2014/444-2015/163 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..........tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 17.08.2011 ila 27.05.2013 tarihleri arasında 3.000 TL ücret ve 2.000 TL prim üzerinden davalı şirkette genel müdür olarak çalıştığını, Mart, Nisan, Mayıs ayı ücretlerinin, hafta tatili, genel tatil, fazla mesai çalışmaları karşılıklarının ödenmediği gibi yıllık izinlerin de kullandırılmadığını, 05.06.2013 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma, genel tatil, yıllık izin ücreti ve üç aylık birikmiş ücreti karşılığı olarak şimdilik 1.000 TL"nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 01.07.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu 16.528,20 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, davacının, müvekkilinin kurucu ortaklarından olduğunu, 07.02.2013 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olarak, 17.08.2011 ila 25.07.2013 tarihleri arasında genel müdür sıfatıyla hizmet verdiğini, 01.03.2013 tarihine kadar ara ara şirkete gelmekle genel müdürlük vazifesini aksattığı gibi bu tarihten sonra hiç gelmez olduğunu, haklı nedenle fesih hakkı doğduğu halde %10 ortaklık sıfatı da bulunduğundan görevinin başına tekrar geçeceği düşüncesiyle SGK nezdinde çıkışının yapılmadığını, dava dilekçesinin tebilğinin ardından haklı nedenle fesih ve çıkış işlemlerinin gerçekleştirildiğini, davacının kıdem tazminatına hak kazanamadığını, yönetim kurulu üyesi ve genel müdür sıfatı ile diğer işçilik alacakları iddiasının da hayatın olağan akışına aykırılık taşıdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 15.02.2013 tarihinde hisse devri yaparak ortaklıktan ve yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı, 15.02.2013 tarihine kadar işveren sıfatının da bulunduğu, buna göre işçilik alacağı isteyemeyeceği, bundan sonraki çalışmasının hizmet akdi kapsamında kaldığı, hizmet akdi kapsamında kalan talepler yönünden iş mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davaya konu 9.000 TL ücret alacağı ve 890,53 TL kıdem tazminatı alacağı olmak üzere 9.890,53 TL yönünden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geldiğinden merci tayini için dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, davaya konu 4.637,67 TL kıdem tazminatı alacağı ve 2.000 TL yıllık izin ücret alacağı olmak üzere toplam 6.637,67 TL davacının alacak istemleri yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
-/-
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı şirkette genel müdür olarak çalışılan dönem içinde tahakkuk eden alacağın tahsili istemine ilişkin olup davacının, fesih tarihine kadar davalı şirkette genel müdür ve 07.02.2013 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi sıfatının bulunduğu, ayrıca davalı şirketin ortağı olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.
Anonim şirket ile şirketi temsile yetkili murahhas üye veya müdürler arasındaki ilişki 6102 sayılı TTK"nın 365 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Yine TTK"nın 4. maddesinde bu kanundan kaynaklanan uyuşmazlıkların tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava olduğu belirtilmiş; aynı yasanın 5. maddesinde ise aksine hüküm bulunmadıkça tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerinin asliye ticaret mahkemesinde görüleceği öngörülmüştür. Davacının, davalı şirkette genel müdür sıfatının bulunduğu ve 07.02.2013 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olduğu sabittir. Ayrıca davacının şirket hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığına ilişkin bir belgeye dosya içerisinde rastlanmadığı, 20.05.2015 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu sorgulama kaydında davacının halen davalı şirket ortağı olduğu görüldüğü halde mahkemece hangi belgeye dayandırıldığı açıklanmadan, davacının 15.12.2013 tarihinde hisselerini devrettiği ve şirketten ayrıldığının görevsizlik kararına gerekçe yapılması doğru görülmemiştir. Bu durumda uyuşmazlığa konu tüm talepler hakkında asliye ticaret mahkemesinin görevli bulunduğu gözetilip işin esasına girilerek neticesine göre bir hüküm tesis edilmesi gerektiği halde davacının yönetim kurulundan ayrılmasına ilişkin kararın Ticaret Sicil Gazetesi"nde ilan edildiği 15.12.2013 tarihinden sonraya tekabül eden istemler yönünden görevsizlik kararı verilmesi yerinde olmamış, davacı vekilinin görevsizlik kararına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
2- Davacının esastan incelenip reddedilen kısma ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki 3 nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Ancak, davacı, davalı şirkette genel müdür olarak çalıştığını ve Mart, Nisan, Mayıs ayları ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek bu alacağının tahsilini de istemiş olup davacının genel müdür sıfatının bulunduğu taraflar arasında uyuşmazlık dışıdır. Bu durumda davacının genel müdür sıfatına bağlı olarak ücret isteme hakkı bulunduğu nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken işveren sıfatının da bulunduğu, bu nedenle alacak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin görevsizlik kararına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin esas hakkında tesis edilen hükme yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin esas hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.