Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/16904 Esas 2016/1733 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/16904
Karar No: 2016/1733
Karar Tarihi: 11.02.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/16904 Esas 2016/1733 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2014/16904 E.  ,  2016/1733 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.12.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.09.1014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davalı davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir.
    Dairemizin 07.11.2013 tarihli, 2013/12605 -13966 E- K sayılı ilamıyla; mahkemece dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değeri olan 5.020,90 TL üzerinden önalım hakkını kabul etmiş olması doğru olmadığı ve önalım bedelinin tapuda gösterilen 780,00 TL olup bu bedel üzerinden davanın kabul edilmesi, diğer taraftan davalı, taşınmazın müşterek malikler arasında taksim edildiğini bildirmiş olmasına rağmen bu konuda yeterli bir araştırma da yapılmadığı belirtilerek mahkemece tarafların delillerinin toplanması, dava konusu taşınmazın fiilen taksim edilip edilmediğinin araştırılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hüküm bozulmuştur.
    Yeniden yapılan yargılamada 06.06.2014 tarihinde keşif icra edilerek, tanıklar ...,... ve ... dinlenmiş, tanık ... beyanında “davalının dayısı olduğunu, kadastro uygulaması sırasında tel örgünün olup olmadığını hatırlamadığını, kadastro uygulamasından önce davacı ile diğer hissedarların kullandığı yerlerin belli olduğunu, şu an taşınmazı ikiye bölen kürlerin bulunduğu kısmın daha önce de olduğunu, taşınmazı ikiye bölen kürlerin oldu olası var olduğunu, 18. madde uygulamasından önce ve sonra da taşınmazın bu şekilde ikiye ayrılmış durumda olduğunu” ifade etmiştir.
    Bozmaya uyulmak suretiyle mahkemece; fiilen taksim iddiası ispatlanamadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, bu defa davalı ... temyiz etmiştir.
    Bozmaya uyulduğu halde bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna ekli krokide taşınmazın ikiye bölündüğü, farklı renkte boyandığı izlenmektedir. Ancak (A) ve (B) ile gösterilen kısımların kim tarafından kullanıldığı anlaşılamamaktadır. Her ne kadar davalı krokide (B) ile gösterilen bölümü satın aldığını söylemiş ise de öncelikle 28.09.2011 tarihli resmi satışa ilişkin resmi senedin getirtilmesi, mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılarak (A) ve (B) ile gösterilen kısımların kim tarafından kullanıldığının saptanması, davacı ve davalı ayrı ayrı bölümleri kullanıyor iseler davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmesi, aksi halde davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.