11. Hukuk Dairesi 2016/1328 E. , 2016/3573 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2014
NUMARASI : 2014/1066-2014/1066
Taraflar arasında görülen davada .........Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/11/2014 tarih ve 2014/1066-2014/1066 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi karşı taraf (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .......... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Alacaklı vekilinin genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunması üzerine, evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda talebin kabulü ile 421.117,47 TL’lık alacak için teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekili, talebe dayanak genel kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, aynı borçla ilgili ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, ayrıca teminat olarak verilen kambiyo senedinin de tahsili için bir başka takip daha yapıldığını, bu nedenle müvekkilinin mallarına haciz konduğunu savunarak, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karşı taraf (alacaklı) vekili, genel kredi sözleşmesindeki imzanın borçlu N.. A.."a ait olduğunu, sözleşmede noter tasdiki zorunluluğu olmadığını, IIK 45. maddesine göre dava konusu alacakla ilgili alınmış ipotek olduğunu, ipotekli takipte kıymet takdiri yapılmadığını, talep tarihi itibariyle ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesi gerektiğini savunarak, itirazın reddini istemiştir.
Mahkemece duruşmalı olarak yapılan inceleme neticesinde; imzaya itirazın IIK 265. maddesi kapsamında olmadığı ancak dava konusu alacağın ipotekle teminat altına alındığı gerekçesiyle, itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, karşı taraf ( alacaklı ) vekili temyiz etmiştir.
Talep, ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkindir. İİK"nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak, rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir. Kefillerin sorumluluğu BK"nın 586/1. maddesinde hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemeye göre kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Somut olayda, asıl borçluya yönelik bir istem olmaması ve alacağın ipotekle temin edildiğinin tespit edilmiş olması karşısında, mahkemece resmi ipotek senedi ve akit tablosu getirtilerek ipoteğin asıl borçlunun borcunun temini için mi yoksa kefil N.. A.."ın kefaleti için mi verildiğinin tespiti ile sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, karşı taraf (alacaklı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ihtiyati haciz talep eden yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.