Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2692
Karar No: 2018/4172
Karar Tarihi: 14.11.2018

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2692 Esas 2018/4172 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2018/2692 E.  ,  2018/4172 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Anayasayı ihlal, Kasten öldürme, Kasten öldürmeye teşebbüs, 6136 sayılı yasaya aykırılık, 2911 sayılı yasaya aykırılık, Silahlı terör örgütüne üye olmak, Silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak, Silahla tehdit, Tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması, Resmi belgede sahtecilik, Görevi yaptırmamak için direnme, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma.
    Hüküm : Sanığın 30.05.2012 tarihli eylem nedeniyle Tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması ve Kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine, TCK’nın 37. maddesi delaletiyle TCK’nın 82/1-a-g, 53,58/9, 6136 sayılı kanunun 13/1, 3713 sayılı kanunun 5/1,TCK 52/1,2,4, 61/8, 53,58/9, TCK’nın 265/1,3,4,3713 sayılı kanun 5/2, TCK 53,58/9, TCK’nın 109/2, 3-a, 3713 sayılı kanunun 5/1, TCK 53, 58/9, TCK’nın 106/2-a,d, 3713 sayılı kanunun 5/1,TCK 53, 58/9, 3713 sayılı kanunun 7/2, 53,58/9, TCK’nın 204/1, 3713 sayılı kanunun 5/1, TCK 53, 58/9, 2911 sayılı kanunun 28/1, TCK’nın 53, 911 sayılı kanunun 28/1, TCK’nın 43/1, 53, 58/9, 3713 sayılı kanunun 7/2, TCK’nın 43/1, 53, 58/9, 2911 sayılı kanunun 23. maddesi yollamasıyla 33/1, TCK’nın 53, 58/9, TCK’nın 265/1,3,4 ve 3713 sayılı kanunun 5/1, 53, 58/9, TCK’nın 309/1, 53, 58/9, 54 ve 63. maddeleri gereğince mahkumiyet, mahsup ve müsadereye ilişkindir.

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık hakkında Kasten Öldürme, Anayasayı İhlal ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçları bakımından duruşmalı, diğer suçlar bakımından duruşmasız olarak yapılan incelemede;
    I-Sanık hakkında 30.05.2012 tarihli eylem nedeniyle Kasten Öldürmeye Teşebbüs suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
    Mahkemenin kabul ve gerekçesine göre sanığın dava konusu eyleminin hazırlık hareketi aşamasında kalıp kalmadığı hususu irdelendiğinde;
    Suç yolunda gerçekleştirilen hazırlık hareketlerinin tamamlanmış suç kabul edilip cezalandırılmadığı hallerde eylemin hangi şartlarda icra hareketi sayılacağı sorunu ile karşılaşılır. Sorunun çözümü bağlamında ortaya konan ve TCK’nın 35. maddesinin gerekçesinde “Eğer failin kastının şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkmasıyla icranın başlayacağı yolundaki sübjektif ölçüt kabul edilirse, kişinin düşüncesi ve yaşam tarzı dolayısıyla cezalandırılmasına varabilecek bir uygulamaya yol açılacaktır. Çünkü hazırlık hareketleri aşamasında da kastın varlığının şüpheye yer vermeyecek biçimde tespit edilebilmesi mümkün olup, böyle bir ölçüt hazırlık – icra hareketleri ayrımı konusunu bir kanıtlama sorunlu haline getirmektedir... Açıklanan bu nedenlerle, tasarıdaki “kastı şüpheye yer bırakmayacak” ölçütü madde metninden çıkartılmış ve bunun yerine “doğrudan doğruya icraya başlama” ölçütü kabul edilmiştir. Böylece işlenmek istenen suç tipiyle belirli bir yakınlık ve bağlantı içindeki hareketlerin yapılması durumunda suçun icrasına başlanılmış sayılacaktır.” denilmekle benimsenen, (Artuk/Gökçen/Yenidünya, Genel Hükümler, (7), s. 569-570; Centel/Zafer Çakmut, (4), s. 455; Öztürk/Erdem, kn. 359; Hakeri, Ceza Hukuku, (15), s. 423 vd.; Özbek, Teşebbüs ve Kusurluluğa, s. 20.- Prof. Dr. Mahmut Koca ve Prof. Dr. İlhan Üzülmez Türk Ceza Hukuku Genel Hükümleri s. 408) Yargıtay tarafından da uygulanagelen (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 tarih 1-153/206 sayılı kararı vb.) objektif teori- Frank formülüne göre;
    Suçun kanuni tarifinde unsur veya nitelikli hal olarak belirtilmiş hareketlerin gerçekleştirilmesi halinde icra hareketlerinin başladığını kabul etmek gerekir. Gerçekleştirilen bir hareketin icra hareketi teşkil edip etmediğinin belirlenmesinde, hareketin harici olarak değerlendirilmesiyle yetinilmemeli, özellikle bu hareketin suçun konusuyla yakın bağlantı içerisinde olup olmadığı ve suçun konusu bakımından tehlikeye sebebiyet verip vermediği de araştırılmalıdır. Bir hareket kısmi olarak tipik olmasa da mahiyeti itibariyle yapılan değerlendirmeye göre tipik harekete zorunlu olarak bağlı ise icra hareketi sayılmalıdır (Prof. Fatih Selami Mahmutoğlu - Av Serra Karadeniz-LLM/Türk Ceza Kanunu Genel Hükümleri Şerhi/sayfa 792, 793, 794, İçel Ceza Hukuku Genel Hükümler sayfa 503 ve devamı, Artuk/Gökçen/Yenidünya,

    Genel Hükümler, (7), s. 569-570; Centel/Zafer Çakmut, (4), s. 455; Öztürk/Erdem, kn. 359; Hakeri, Ceza Hukuku, (15), s. 423 vd.; Özbek, Teşebbüs ve Kusurluluğa, s. 20.- Prof. Dr. Mahmut Koca ve Prof. Dr. İlhan Üzülmez Türk Ceza Hukuku Genel Hükümleri s. 408).
    Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda patlayıcı infilak ettirilmek suretiyle ölüme sebebiyet vermek suçu açısından, Mcdonalds restoranına ait tuvalete yerleştirilen bombanın çalışanlarca fark edilip polisçe kontrol altında imha edildiği nin anlaşılması karşısında, suçun icrai hareketlerinin başlamadığının ve hazırlık hareketleri niteliğinde kaldığının kabulü gerekeceğinden mahkeme kararı sonucu bakımından isabetli görülmekle;
    Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
    II-Sanık hakkında 16.06.2012 tarihli olay nedeniyle Kasten Öldürme ve Anayasayı İhlal, 13.04.2011 ve 20.07.2012 tarihli Görevi Yaptırmamak İçin Direnme, 20.07.2012 tarihli Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Silahla Tehdit, Silahlı Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak, Resmi Belgede Sahtecilik, muhtelif tarihlerde zincirleme şekilde Silahlı Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak ve 6136 sayılı yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
    Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme suçundan kurulan hükümlerde TCK’nın 265/4. maddesinde düzenlenen arttırım uygulandıktan sonra ayrıca 3713 sayılı yasanın 5/1. maddesinde düzenlenen arttırımından uygulanması gerekirken yalnızca uygulama yeri bulunmayan 3713 sayılı yasanın 5/2. maddesinde düzenlenen arttırımın uygulanması suretiyle eksik ceza tayini karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını cebir ve şiddet kullanarak değiştirme amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanığın sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğe göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun vasfı tayin edilmiş, sanığın üzerine atılı Kasten Öldürme, Anayasayı İhlal, 13.04.2011 ve 20.07.2012 tarihli Görevi Yaptırmamak İçin Direnme, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Silahla Tehdit, Silahlı Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak, muhtelif tarihlerde zincirleme şekilde Silahlı Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak, Resmi Belgede Sahtecilik ve 6136 sayılı yasaya aykırılık suçundan suçlarının sübutu kabul edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya nazaran verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ve duruşmada öne sürdükleri ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve Kasten Öldürme suçları bakımından re"sen de temyize tabi olan hükümlerin ONANMASINA,
    III-Sanık hakkında 2911 sayılı yasanın 28/1. maddesine ve 33/1. maddesine aykırılık suçlarından kurulan hükümler ile 30.05.2012 tarihli Tehlikeli Maddelerin İzinsiz Bulundurulması suçundan kurulan hükümlere gelince;
    1-2911 sayılı Kanunun 28. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ""Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşü düzenlemek"" fiili; hazırlıklar da dahil olmak üzere toplantı veya yürüyüşün yapılabilmesi için gerekli her türlü işlemi yapmak; ""yasadışı toplantı ya da gösteri yürüyüşünü yönetmek"" fiili; topluluğun dağılmaması, amaçlanan doğrultuda devam etmesi için topluluğa ya da etkin bazı kişilere gerekli talimatları vermek, duruma göre, insiyatif geliştirmek, gerekli idare işlemlerini yapmak, topluluğu hareketlendirmek ve yönlendirmek; ""kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşünü düzenleyen ve/veya yönetenlerin hareketlerine katılmak"" fiili ise, bu toplantı veya yürüyüşü düzenleyen ve yönetenlerden olmamakla birlikte, bizzat toplantı ve yürüyüşte hazır bulunarak bu kişilerin hareketlerini paylaşmak anlamına gelmektedir. (Anayasa Mahkemesinin 2011/39 Esas, 2012/37 Karar sayılı kararı; RG:13.10.2012, 28440; Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 22.06.2016, 2016/1725-4550 sayılı kararları)
    2911 sayılı Kanunun 28. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suç seçimlik hareketli bir suç olup, bu suçun oluşması için failin ""düzenlemek, yönetmek veya düzenleyen veya yönetenlerin hareketlerine katılmak"" fiillerinden birini işlemesi suçun oluşması için yeterlidir. Nitekim; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 25.06.1979 gün ve 232-303 sayılı kararında da; 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesinin suç tarihindeki karşılığını oluşturan 171 sayılı Kanunun 18/1. maddesindeki yazılı suçun; kanunsuz toplantı ve yürüyüşün ""tertip edilmesi"", ""idare edilmesi"" ve ""tertip ve idare edenlerin hareketlerine bilerek iştirak edilmesi, hareketlerinin paylaşılması"" durumunda oluşacağı ifade edilmiştir.
    Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, muhtelif tarihlerde yürüyüş dergisi çalışanları ve ölen bir örgüt mensubunun anmasına katılarak slogan atıp, döviz taşımasından ibaret eylemlerinde yukarıda anlatıldığı şekilde 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesinde belirtilen kanuna aykırı olarak yapılan gösteriyi düzenleme, yönetme veya düzenleyen ve yöneten kişilerin fiillerine iştirak etme suçunun unsurları bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine bir tanesi zincirleme şekilde olmak üzere iki kez mahkumiyetine karar verilmesi,
    2-13.04.2011 tarihli eyleme elinde taşla katıldığı anlaşılan sanığa yüklenen 2911 sayılı yasanın 33/1. maddesine aykırılık suçunun tarihi, işlenme yöntemi ve temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre; hükümden önce 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1 ve 2. maddeleri kapsamında kaldığı ve anılan maddenin birinci fıkrasının "b" bendinde yer alan "kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir" şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3-30.05.2012 tarihinde Mcdonalds restoranına bomba konulması olayıyla ilgili restoranın içinde ve dışarıda elde edilen görüntülerde; önce başörtüsüz iken sonradan aynı elbiselerle başörtülü olarak yanında bir erkek şahısla birlikte yürüyen ve yalnız başına girdiği restoranın tuvaletine bomba yerleştirdiği anlaşılan kişinin sanık olup olmadığıyla ilgili Adli Tıp Kurumundan usulünce rapor aldırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik incelemeyle ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
    4-Kabul ve uygulamaya göre; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden gözetilmesi lüzumu,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 14.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi