14. Hukuk Dairesi 2015/12039 E. , 2016/1701 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.07.2013 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine dair verilen 18.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında tanzim ettikleri sözleşmeye göre dava konusu taşınmazların davalıya devredildiğini, bunun karşılığında davalının, boşanma, ayrılık ve herhangi bir şekilde meydana gelecek sorunda, bu taşınmazlar dışında hiç bir hak, alacak ve tazminat talep etmeyeceğini, ileride meydana gelebilecek ayrılık ve boşanma anında davacıdan herhangi bir ad altında tazminat talep etmesi halinde davacı tarafından devredilen bu taşınmazları davacıya geri vermeyi veya o zamandaki rayiç bedellerini ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalının ... Aile Mahkemesinin 2010/1036 Esas sayılı dosyasında maddi ve manevi tazminat talep ettiğini, davacı aleyhine 20.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alındığını, bu nedenle inanç sözleşmesi ile davalıya devredilen 1305 parsel sayılı taşınmazda 22 no"lu dairenin, 1 ve 2 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı adına kayıtlı değillerse rayiç bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile davalının halen resmi nikahlı olduklarını, boşanma ve tazminata ilişkin hükmün kesinleşmediğini, aile mahkemesinin görevli olduğunu, davalının boşanma davasında talep ettiği maddi ve manevi tazminatın davacının kusuru nedeniyle talep edildiğini, protokolün konusu olmadığını, protokolün geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle görev yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın 2. maddesi gereğince, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri diğer dava ve işler bakımından da görevli mahkemedir.
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince aile mahkemeleri 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Üçüncü Kısmı hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işleri görmekle görevlidir.
Somut olayda, taraflar arasında boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin 10.04.2006 tarihli protokol imzalanmış ise de bu protokolün, aile mahkemesinde boşanma davası yargılaması sırasında değerlendirilebilmesi için taraflarca, anlaşmalı boşanma davasında protokol hükümlerinin uygulanmasının duruşma hakiminden istenilmesi ve protokol içeriğini tekrar ederek bu konudaki beyanlarının imzaları ile tasdik edilmesi gereklidir. Boşanma davasında hükme esas alınmayan protokolden dolayı yapılacak talepleri inceleme görevi genel mahkemenin görevine girmektedir.
Mahkemece değinilen bu husus gözetilmek suretiyle işin esasına girilmesi gerekirken aile mahkemesinin görevli olduğundan söz edilerek davanın görev yönünden reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın talep halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.