14. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/16245 Karar No: 2016/1696 Karar Tarihi: 11.02.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/16245 Esas 2016/1696 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2014/16245 E. , 2016/1696 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 08.11.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... geçit bedeli talep etmediklerini, davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir. Davalılardan ... davayı kabul etmediğini beyan etmiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalılardan ... temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Ayrıca, bu tür davalarda uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü daha büyük olan parseller üzerinden geçit kurulması tercih edilmelidir. Bu durumda mahkemece, 55 sayılı parselin maliklerinin taşınmazlarından geçit kurulmasına bir itirazları olmadığına göre 45 sayılı parselden sonra 55 sayılı parselin güneye doğru daralan bölümünde geçitin bu parselin batı sınırına bitişik olarak ve daha sonra da kalan kısmının 44 sayılı parselden (ve bu parselin içerisinden) güneyinden geçilerek genel yola ulaşacak şekilde geçit kurulmalıdır. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden Dairemizin yukarıda belirtilen ilkerine aykırı olarak 43 no"lu parselin ikiye bölünerek ekonomik kullanım bütünlüğünü bozacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.