8. Hukuk Dairesi 2010/2375 E. , 2010/5289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ile Hazine, ... ve müşterekleri, dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kuyucak Asliye Hukuk Mahkemesiden verilen 30.04.2009 gün ve 271/81 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 139 ada 11 parselin 1956 yılında ölen ortak muris ...adına kayıtlı bulunduğunu, mirasçılar arasında yapılan harici taksim sonunda müvekkiline kaldığını ve taşınmazın 50 yıldan fazla süre ile tasarruf edildiğini açıklayarak tapu kaydının iptaliyle müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında mirasçılık belgesi uyarınca Hazineye intikal eden miras payına ilişkin davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, bir kısım davalılar yargılama sırasında verdikleri dilekçelerde davayı kabul ettiklerini bildirmişler, davalılardan ..., ... ile ..., yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
Mahkemece, taşınmazın ortak kök muris ...’ten kaldığı, davacı lehine TMK.nun 713/2.maddesi uyarınca iktisap şartlarının oluştuğu, Hazine’ye intikal eden pay hakkındaki davadan feragat edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ,kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro öncesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi ve kadastro sonrası TMK. nun 713/2.maddesi uyarınca kazanmayı sağlayan zilyetlik ve ölüm nedenlerine dayalı pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, TMK.nun 713/2.maddesindeki iktisap şartlarının davacı lehine gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır. Dava konusu 139 ada 11 parsel, 12.05.1987 tarihinde kadastro yoluyla 1956 yılında ölen kök muris ... adına tescil edilmiş olup veraset belgesine göre davacı ...’nin mirasçılık sıfatı bulunmaktadır. Muris İbrahim"in terekesi bu durumda TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Mirasçılar arasında taşınmaz iktisabı bakımından birinin lehine diğerinin aleyhine zamanaşımı süresi işlemez. (25.5.1954 tarih ve 1954/7 E, 1954/17 K.sayılı YİBK) Buna bağlı olarak mirasçılar birbirlerine karşı TMK.nun 713/1-2. fıkralarında yer
alan zamanaşımı süresinden yararlanamazlar. Terekeye dahil bir taşınmaz üzerinde, mirasçılardan birinin sürdürdüğü zilyetlik diğerleri adına da sürdürülmüş sayılır. Bu nedenle, muris İbrahim adına kayıtlı 139 ada 11 parselde davacı ...’nin sürdürdüğü zilyetlik muris İbrahim’in diğer mirasçıları olan davalılar bakımından da aynı hukuki nitelendirmeye tabidir. Davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekir. Ancak mirasçılardan ...,... ve ... dışında kalan davalıların kabul beyanları vardır. HUMK.nun 95. maddesine göre kabul, kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve yapıldığı tarihten itibaren geçerlidir. Mahkemece davayı kabul eden mirasçılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde kabul beyanı bulunmayan davalılar ..., ... ve ... payları yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bundan ayrı; dava konusu taşınmaz 1956 yılında ölen ... adına kayıtlı bulunmaktadır. Dosya içerisindeki muris İbrahim"e ait veraset belgesine göre davalı Hazine taşınmaz üzerinde 1120/17920 pay sahibidir. Mahkemece, davacı ..."e ait 16800/17920 pay yönünden iptal ve tescile karar verilmiş ise de, Hazine payı yönünden herhangi bir şekilde karar verilmemesi bu payın açıkta bırakılması isabetli olmamıştır.
Diğer yönden;hüküm, davalı Hazine vekili tarafından avukatlık ücreti bakımından da temyiz edilmiştir. Hazineye intikal eden miras payı yönünden davanın reddine karar verildiğine ve davalı Hazine yargılamada vekille temsil olunduğuna göre, davalı Hazine lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi hükümleri uyarınca; avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da usul ve kanuna aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, 04.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.