11. Hukuk Dairesi 2016/3117 E. , 2016/3557 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2014
NUMARASI : 2014/364-2014/371
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 01/10/2014 verilen tarih ve 2014/364-2014/371 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Banka"dan ticari kredi kullandığını, bu kredinin kullanımı sonrasında davalı Banka tarafından ticari kredi ve değerlendirme komisyonu, istihbarat ücreti altında ücret ve faiz tahsil edildiğini, bu ücretlerin neye istinaden tahsil edildiğine dair bilgi verilmediğini, tahsil edilen ücretlerin haksız ve mesnetsiz olduğunu, ileri sürerek 12. adet tahsilat ile haksız olarak tahsil edilen toplam 16.773,98 TL"nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalıdan tahsil edilen ücretlerin taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesine ve Bankacılık Kanunu"na uygun olduğunu, tacir olan müvekkilinin yaptığı işlemler nedeniyle ücret talep hakkının bulunduğunu, tahsil edilen ücretlerin bir kısmının davacının rıza ve bilgisi dahilinde tahsil edildiğini, bu ücretlerin fahiş olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, uyuşmazlığın teknik bilgiyi gerektirdiği gözetilerek bilirkişi raporu ve rapora yönelik itirazlar nedeniyle ek rapor alındığı, alınan rapor uyarınca davacıdan haksız tahsil edilen miktarın tespit edildiği gerekçesiyle 13.098,99 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davacı tarafından kullanılan ticari kredi nedeniyle haksız tahsil edildiği iddia edilen ücretlerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
HMK"nın 114/1-d, e maddesinde tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması ve dava takip yetkisine sahip olunması dava şartları arasında gösterilmiş olup dava şartları mahkemece yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Somut olayda; davacı şirket tarafından verilen vekaletname uyarınca bu şirket adına vekil aracılığıyla dava açılmış, mahkemece yapılan yargılama neticesinde karar başlığında davacı şirketin ismine yer verilerek bu şirket yararına hüküm tesis edilmiştir. Ancak, davalı vekili tarafından 21.08.2014 tarihli dilekçe ekinde sunulan 21.10.2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi suretinde davacı şirketin dava tarihi sonrasında dava dışı .... Tekstil Bilişim Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından tüm aktif ve pasifiyle birlikte devralınarak bu şirketle birleştiği, keyfiyetin 21.10.2013 tarihinde tescil edilerek davacı şirketin bu suretle ticaret sicilden terkin edildiği bilgisine yer verilmiştir. ./..
6102 sayılı Yasa"nın 125. maddesi uyarınca ticaret şirketleri tüzel kişiliğe haizdir. Aynı Yasa"nın 136. ve devamındaki maddelerinde ticaret şirketlerinin birleşmesi hususuna yer verilmiş olup 136/son maddesi uyarınca birleşmeyle, devralan şirket devrolunan şirketin malvarlığını bir bütün hâlinde devralacağı, birleşmeyle devrolunan şirketin sona erip ve ticaret sicilinden silineceğine değinilmiştir. Açıklanan bu yasal düzenlemeler uyarınca ibraz edilen ticaret sicil gazetesi sureti içeriğinde belirtilen hususların doğruluğu taraf ve dava ehliyetiyle dava takip yetkisine sahip olunup olunmadığı hususları yönünden önem arz etmektedir. Zira, ibraz edilen kaydının doğruluğu halinde birleşme nedeniyle davacı şirketin tüzel kişiliği sona erecek bu şirket tarafından verilen vekaletname uyarınca davanın takibi mümkün olamayacak ve terkin edilen şirket yararına hüküm tesis edilemeyecektir. O halde mahkemece; davacı şirketin bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğünden davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları getirtilip davacı şirketin taraf ve dava ehliyetiyle davacı vekilinin dava takip yetkisine sahip olup olmadığı hususları değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verimesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre de; TTK"nın 22. (6102 sayılı TTK"nın 20.) maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir. Davalı Banka tacir olup dava konusu kredi davalının ticari işletmesiyle ilgili işlemlerindendir. Dava konusu kredi taraflar arasında akdedilen ticari nitelikli Genel Kredi Sözleşmesi"nden kaynaklı olup bu sözleşme uyarınca davacı tüketici konumunda kabul edilemez. Somut olayda; davalı tarafından verilen kredi nedeniyle ücret istenebileceği sabit ise de hangi işlemler nedeniyle hangi oranlarda ücret tahsil edilebileceğinin tespiti bakımından mahkemece; dava konusu kredi sözleşmesi metni ve buna ilişkin tüm evraklar temin edilip, kredi sözleşmesi hükümleri, banka kayıtları ile diğer bankaların benzer işlemlerdeki emsal uygulamaları gözetilerek, davalının tahsil ettiği tutarın uygun olup olmadığı konusunda, uzman bilirkişi heyetine dosyanın tevdii ile bilirkişi raporu alınıp, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de temyiz eden davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.