14. Hukuk Dairesi 2014/15661 E. , 2016/1680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.05.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı ..., mülkiyeti davalılara ait 10881, 10928 ve 11420 sayılı parsellerin mera olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mera olarak sınırlandırılmaları isteminde bulunmuştur.
Davalılar, taşınmazın kadim tarım arazisi olduğunu, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazların hususi sicillerine vasıflarının çayır olarak tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Kadastro işlemleri sırasında dava konusu 10881 ve 11420 parsel sayılı taşaınmazların geldisi olan 6897 parsel sayılı parselin çayır, 10928 parsel sayılı taşınmazların geldisi olan 7839 parsel sayılı taşınmazın ise arsa vasfı ile davalı adına tescil edildiği görülmektedir.
4342 sayılı Mera Kanununun 3/c maddesinde yapılan tanıma göre; çayır, taban suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli, yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanılan yerlerdir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğundan özel mülkiyete konu teşkil etmez.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın kamu orta malı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü yönünden hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma inceleme ve uygulama karar verilmesi için yeterli bulunmamaktadır.
Doğru sonuca varılabilmesi için, çekişmeli 10881, 10928 ve 11420 parsel sayılı taşınmazları çevreleyen tüm komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yöntemle tespit edilecek taraf tanıkları, uzman ve teknik bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilmelidir. Arazinin başında icra edilerek keşif sırasında yansız yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazın tamamının veya bir bölümünün kamu orta malı mera veya çayır niteliği taşıyıp taşımadığı, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, kullanmanın ekonomik amaca uygun olup olmadığı, etraflıca sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, uzman ziraat mühendisinden arazinin niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmelidir. Yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla ve gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; dava konusu taşınmazın komşu parsellerden mera veya çayır olarak sınırlandırılıp, kesinleşen parsellerle toprak yapısı itibariyle bütünlük arz edip arzetmediği, ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Bundan sonra tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
11.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.